Devlet malı deniz...

A -
A +

Etrafınıza şöyle bir bakın. Kim işini yapıyor? Marka olayım, dünya standardında mal üreteyim diye çabalayan bir sanayici gördünüz mü hiç? Bire 20 veren tohum ekme tasası taşıyan çiftçi tanıdığınız var mı? Hayatta başarılı olmak için kaliteli okulda okumak isteyen bir genç gördünüz mü?.. Ben şahsen görmedim. Görmedim diye de kimseyi suçluyor değilim ha!.. Ülkenin tersi yüzüne gelip yanlışı doğru olmuş. Sistem nasıl kurulmuşsa, fertler de ona uymak zorunda. Böyle yaptı, diye kimi suçlayabiliriz ki?!. Rant peşinde koşan sanayici, bürokratların önünde, bürokrat da bakanın karşısında el pençe divan duruyor... Devlet ihalesi almak isteyen müteahhit, takla atıp şaklabanlık yapıyor... Siyasetçi, Ahmet'in külahını Mehmet'e giydirmeyi hüner sayıyor... Bürokrat, iş bitiricilikle vakit geçiriyor... Politikacı, yakınları zengin etmek için devlet malını har vurup harman savuruyor... Vatandaş, memurunun cebine üç-beş kuruş sıkıştırıp işini yaptırmaya çalışıyor... Akademisyen televoleci oldu... Öğrenci kahve köşelerinde... öğretmen simit satıyor... Mühendis evrak takipçisi... Neden? Cebine üç kuruş para koyan ticarete dalıyor... Müteahhit turizmci, işportacı tekstilci oluyor... Bilgi, milgi hak getire! Bunun sebebi ne biliyor musunuz? Avantacılık! Herkes hazıra konmak istiyor. İşin en garip tarafı da, doğrunun bu sanılması!.. Türkiye'nin garipliği bence, taşların yerli yerine oturmamış olması. Hem de hiç mi hiç oturmamış olması!.. 'Devlet malı deniz, yemeyen domuz' kültürüyle yetişen bir neslin afakıyız ne de olsa; uyar! AR-GE'ymiş, bilgi birikimiymiş, profesyonellikmiş... geç onu! Şu memlekette en zor şey, namusuyla para kazanmak, şerefiyle yaşamak!.. Neden böyle düşündüğümü de söyleyeyim: Diyelim ki esnafsınız. İşinizi yapıp verginizi vermek istiyorsunuz. Yandınız demektir! Mühendissiniz... Bir işyerine girip alnınızın teriyle para kazanmak idealiniz. Kargalar güler buna. Size maaş veren müteahhid iki gün sonra sizden demirden çalmanızı isteyecektir. Sıkıysa 'ben yapmam', deyin. Kendinizi kapıda bulursunuz! Mühendisin kamu arazisi peşinde koşması, sanayicinin bürokratlarla işbirliğine girmesi, politikacının kaynak dağıtması elbette ki doğru değil. Değil ama sistem böyle. Ya adam sendeciliği seçip, silik bir kişiliğe bürüneceksin. Ya da, sistemin aradığı bir adam olup ahbap-çavuş ilişkileriyle tutacaksın yükünü. Tüm bunları içine sindiremiyor musun?.. O zaman öleceksin be arkadaş, öleceksin!.. MI ACABA?!. Şevardnadze, 'Batı bana ihanet etti' demiş... Batının ihanet etmediği mi var ki? Bakanlık, hiperaktif öğrencilere özel ilgi gösterecekmiş... Hiperaktif olmayan mı var? Amerikalı paraşütçü 24 saatte 534 kez atlayıp rekor kırmış... O da bir şey mi? Bizde bin takla atanın haddi hesabı yok! Kamuda, 'bağış' adıyla haraç dönemi bitiyormuş... İyi de, ne olacakmış yeni adı? Erdoğan, 'AB hedefimiz asla değişmez' demiş... Sık sık değişen kimin hedefi peki?! SSK ve Bağ-Kur emeklisine 'özel' zam yapılacakmış... 'Genel' gibi olmasın ama! Başbakan, AB büyükelçilerine, 'Bizi hızlı okumayın' demiş... Okuyan kim? Maaşlarını yatırdıkları İş Bankası, milletvekillerine birer laptop hediye etmiş... O da maaşın KDV'sidir herhalde!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.