Devlet topa girsin

A -
A +

Evet Türkiye ekonomisi sanayi ağırlıklı büyüyor; bu kesin ama stratejik sektörlerin yine de turizm ve lojistik olduğunu hatırdan çıkarmamak lazım. Rekabet şansı bu sektörlerde çok daha yüksek çünkü. Zaten birbirinden kopuk da değiller. Lojistik mesela. Sanayi üretimi arttıkça lojistik, lojistik arttıkça da sanayi gelişiyor. Tavuk yumurta hikâyesi! Türkiye'nin jeopolitik konumunun bir hususiyeti bu. Akaryakıt naklinden tutun da meyve sebze taşımacılığına kadar lojistik hizmeti gerektiriyor. Tekstil, mobilya, otomobil, makine, mermer üretimi artıyor. Dolayısıyla lojistiğe olan talep artıyor. Mademki lojistik sektörü büyüyor, onunla birlikte taşıma araç ve gereçlerinin de büyümesi lazım. Kamyon, TIR, tren, gemi... bu araçları ya kendisi üretecek Türkiye'nin, ya da ithal edecek. Bugün gemi ile nakledilen Türk ürünlerinin yüzde 75'i yabancı bayraklı gemiler tarafından taşınıyor. Şayet tedbir alınmazsa, ileriki senelerde bu makasın daha da açılacağı kesin. Çare ne? Türkiye ne yapmalı ki, hem kendi ürünlerini hem de başka ülkelerin ürünlerini taşıyan bir duruma gelsin? Madem 2023'te bir trilyon doların üstünde bir dış ticaret hacmi hedefleniyor, lojistiğin de geliştirilmesi lazım. Geçen hafta sonu Türk armatörler ve gemi inşa sanayinin önde gelen isimleri Antalya'da toplanıp bir "Arama Konferansı" yaptı. Kamu yetkililerinin ve akademisyenlerin de katıldığı konferansta sektörün bugünü ve yarını tartışıldı. Şurası bir gerçek ki, sektörün ar-ge ve inovasyon başta olmak üzere birçok eksiği var. Ayrıca, eğitimli iş gücü de yeterli değil. İş güvenliğinin zayıf olduğu ortada. Ölümle sonuçlanan birçok kaza yaşandı. Fakat sektörün bugünkü problemi bunlardan hiçbirisi değil. Sektör, tehlikeli bir şekilde kan kaybediyor. 2008 Krizi'nden çıkamıyor bir türlü. Üretim yüzde 75 düşmüş bir kere. Tersanelerin çoğu tamir bakım atölyesine dönüşmüş. Vahim tabii. Konferansa TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete ve İstanbul Deniz Ticaret Odası Başkanı Mertin Kalkavan da katıldı. Sektör temsilcilerinin görüş ve düşüncelerini alan Metin Kalkavan, "Sektörün en büyük handikabı sahipsiz olması" dedi. Devletin gemi sanayini ihmal ettiğine dikkat çeken Kalkavan, "2008 krizi başladığında Ankara'da toplanıp durum değerlendirmesi yapıldı. O gün bize, gemi sanayinin kurtarılması gereken 5 sektörden biri kabul edildiği söylendi" şeklinde konuştu ve sözlerini "2009'a gelindiğinde bir de baktık ki, gemi sanayi ilk 12 sektörde bile yok" diye tamamladı. Gemi sanayicisi ve armatörleri en fazla, gemi sanayinin kamu tarafından görmezden gelinmesine üzülüyor. Hani lojistik, Türkiye'nin stratejik sektörüydü?! Gemi inşa edemezse, yük taşımacılığı büyümez ki. Rekabet şansını kaybeder. Gemi, tıpkı uçak gibi devletlerarası pazarlıklarla alınıp satılıyor. Siyasi baskı gerekiyor yani. Hükümetin bu hassasiyeti gözetmesi şart. Bir de gemi sanayinin otomotiv sektörünün gördüğü ilgiyi görmemesi meselesi var. Otomobil teşvik görürken, gemi ihmal ediliyor. Metin Kalkavan "Biz ağzımızla kuş tutsak bir işe yaramaz" dedi ve devletin topa girmesini istedi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.