Diyarbakır ve PKK

A -
A +

Türkiye yine terörü konuşmaya başladı. Daha ne kadar konuşacağı da meçhul ama temennimiz kısa sürmesi tabii. De... o kadar konuşmamıza rağmen neyi konuştuğumuzu bilmemek gibi bir handikapımız var! Onu ne yapacağız bilmiyorum! Sap ile saman o kadar çok karıştırılıyor ki; bu bilgi kirliliğinde, sonuca ulaşmak gün geçtikçe imkansızlaşıyor! Diyarbakır mesela. Diyarbakır deyince, terör geliyor aklımıza. Koskoca kente terörist muamelesi yapıyoruz. Yanılmanın daniskası yani! Evet, Diyarbakır teröristlerin başşehri olup çıktı ama buraya nasıl geldi bu kent? Onu hiç düşünmüyoruz! Diyarbakır 30 sene öncesine kadar kendi halinde bir kentti. 50 sene önce ise bölgenin en medeni ve en hareketli şehri. Abbasi, Selçuklu ve Osmanlı'nın kültürünü taşıyor. Her türlü zenginliği yaşamış bir kent. Soylu aileler yaşadı bu kentte. Hâlâ da yaşıyor. Teröre rağmen Diyarbakır Güneydoğu Anadolu'nun ticaret merkezi. Restoran, otel ve alışveriş merkezleriyle capcanlı. Diyarbakır ayrıca, düşman işgaline uğramayan ender illerimizden biri. Bu özelliği kentin 1900'lü yılların başında da önemli bir ticaret merkezi olmasını sağladı. Çevre illerdeki tüccar ve iş adamları bu kentte toplandı çünkü. Diyarbakırlı, "Diyarbakırlı olup da teröre bulaşan tek bir kişi bulamazsınız" diyor. İddialı bir söz belki ama gerçek payı da göz ardı edilemeyecek kadar fazla. Diyarbakır'da terör köy ve mezraların boşaltılmasıyla birlikte başladı. Hayvanını otlatacak mezradan, ziraat yapacağı topraktan, barınacağı köyden çıkarılan ahali; mutsuz halde geldi kente. Ümidi de yoktu. Bu insanlar, terör örgütünün arayıp da bulamayacağı bir vaziyete sokuldu yani. Diyarbakır'da bugün terör varsa; ki, var! O evinden barkından koparılıp getirilen mutsuz ve umutsuz insanlardan besleniyor. Bu söylediğim sadece Diyarbakır'la sınırlı değil tabii. Mardin, Van, Hakkari de öyle. Mersin'in terörle ne ilgisi olabilir ki? Ama bugün Mersin Güneydoğu Anadolu'dan göç eden insanların sayesinde terörle tanıştı. Demokratik Açılım'dan söz ediyoruz ama bu açılımın nasıl olacağı hakkında kimsenin fikri yok! Böyle aymazlık olur mu? Şayet, bu mesele çözülecekse; yöre halkının bu konuya dahil edilmesi şart. Şart çünkü, yöre halkı arasında akil insanların sayısı küçümsenmeyecek kadar fazla ve ayrıca, bölge şartlarını çok iyi biliyor bu kişiler. Onların aklıseliminden istifade etmek gerekiyor. Zaten, bölgede yaşananlar siyasetçinin çözeceği cinsten hadiseler olmaktan çıkalı çok oldu. Yöre insanı, teröre pabuç bırakmayacak kadar sağlam ve ülkesini seviyor. Hem sonra, siyasetçi gibi bir nalına, bir mıhına vurma gibi kötü hasleti de yok.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.