Doğu Karadeniz'in geleceği

A -
A +

Geçen hafta sonu Trabzon, Rize ve Batum'daydım. İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclis üyelerinin inceleme gezisine katılarak dolaştım bu üç şehri. Malum, Trabzon fındık, Rize çay ekimi yapıyor ve bu ürünlerden elde ettiği gelirle geçinmeye çalışıyor. Rize topraklarının yüzde 95'inde çay üretiliyor ve bu çaylar, 51'i Çay-Kur'a ait olan 200'e yakın fabrikada işlenip tüketiciye sunuluyor. Bölge çayının yüzde 65'ini işleyen Çay-Kur, 500 büyük şirket arasında 32'nci sırada yer alıyor. Trabzon'da ise ana ürün fındık. Ancak, çay iç piyasada tüketilirken; fındık ihraç ediliyor. Hem de işlenip öyle ihraç ediliyor. Ayrıca Trabzon, Akdeniz Bölgesi'nden temin ettiği narenciyeyi de ihraç ediyor ve dolayısıyla yılda 1 milyar dolar civarında ihracat gerçekleştiriyor. Da... bütün bunlar yöre insanın geçimini sağlamaya yetmiyor. Her iki şehir de alternatif ürün arayışında. Tarımın olduğu olacağı bu. Mevcut arsalar zaten değerlendiriliyor. Verimliliği arttırıcı tedbirler elbette ki alınabilir ama daha fazla ekim yapmayı düşünmek mümkün değil; yok çünkü! Hayvancılık fena değil ise de istikrar yok. Para kazanamayan bırakıyor işi. Arıcılık iyi bir konumda ama onun da bir sınırı var. Peki, ne olur bölgenin alternatif ürünü? En ümit verici sektör olarak turizm görünüyor. Bölge insanı bu hususta oldukça şuurlu. Trabzonlular, "Bizim şehrimiz, Türkiye'nin yaşanabilir 5 kentinden biri" diyor. Rizeliler de onlardan geri kalmayan bir iddia içinde: "Rize, dünya cenneti." Bunlar güzel sözler elbette ama içinin doldurulması şartıyla. Yoksa, slogandan olarak kalır kaldığı yerde. Doğu Karadeniz'in destinasyonu, yayla turizmi başta olmak üzere her türlü turizme müsait ama dediğim gibi planlı bir hazırlık gerekiyor. Her şeyden önce altyapı lazım. Yol problemi hemen hemen kalmamış ama yerleşim çok düzensiz. Tabiata uyumlu binalar yapılmıyor bir kere. Turiste, o kirlenmeyi göstermek için turizm yapılacak değil herhalde! Dolayısıyla, hem mahalli idarelerin, hem de ahalinin bu hususta ciddi bir eğitme tabi tutulması gerekiyor. Batum'u ne siz sorun, ne de ben anlatayım. Yeniden yapılanıyor. Bir taraftan komünizmin miskinliğini üzerinden atmaya çalışıyor, bir taraftan da yatırımcı çekmeye çalışıyor. Erzurum'dan doğup Bayburt'tan geçen Çoruh Irmağı Batum'da denize dökülüyor. Geniş ovalara sahip. Rize'ye kadar dik yamaçlarla denize inen Karadeniz dağları, Batum'a gelince inadı bırakıp gerilere çekilmiş. Tarım ve hayvancılığa elverişli müthiş bir arazisi var Batum'un. Şimdilerde öyle bir iddiası yok ama önümüzdeki senelerde bizim Rize ve Trabzon'a rakip olabilir. Bilhassa turizmde. Türkiye'nin elini çabuk tutması lazım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.