Doktor, maaşın ne?

A -
A +

Bütçeni söyle bana, kim olduğunu söyleyeyim sana! Nasıl tekerleme ama? Şaka bir yana bütçe önemli bir gösterge. Aile ve şirketler için de önemli, devletler için de önemli. İki yaka bir araya geliyor mu, gelmiyor mu? Gelmiyorsa yandı gülüm keten helva! Türkiye'nin 2013 Bütçesi'ne şöyle bir bakalım, isterseniz. Gelirleri 371 milyar lira (ki bunun 318 milyar lirası vergiden elde ediliyor). Giderleri ise 404 milyar lira. 33 milyar liralık da bir bütçe açığı söz konusu. Devletin iki yakası bir araya gelmiyor yani! Buna rağmen bütçeden en büyük payı 68 milyar lira ile eğitim alıyor. İkinci sırada da 65 milyar lira ile sağlık geliyor. Sosyal hizmet ve yardımlara ayrılan pay ise 17 milyar lira. Kabul etmek lazım ki, sosyal ağırlıklı bir bütçe. Devlet eski devlet değil artık. Sanayiden, hizmet sektöründen çıktı. Ülkenin asayişini sağlayan, halkın sağlığını koruyan ve gençlerine eğitim imkânı sunan bir sosyal devlet var karşımızda. İyi şeyler bunlar. Da... ne kadar iyi? Devlet tarafından bakıldığında ayrı fotoğraf görülüyor, fertler tarafından bakıldığında ayrı. Devlet, görevini yerine getirirken en az maliyetle en kaliteli hizmeti vermeye gayret ediyor. Gayet iyi bir strateji. Kapsamlı bir sağlık ve eğitim hizmeti verdiği için memnun. Hizmetten faydalanan vatandaş da memnun. Ancak bu hizmeti veren öğretmen ve hekim memnun değil. Her iki kesim de huzursuz. Huzursuz çünkü aldıkları ücret yeterli gelmiyor onlara. Doktorlara bakalım mesela. Bugün bir stajyer doktor ya da asistanın eline geçen maaş: Bin 500, bin 600 lira. Performansından dolayı bir o kadar da döner sermayeden alıyor. Üç bin lira civarında bir para. Uzman hekimin durumu biraz daha iyi. 5 bin lirayı buluyor döner sermayeden aldığı para ile eline geçen ücret. Eh, Türkiye şartlarında hiç de fena sayılmaz hani. Buna rağmen doktorların hemen hepsi huzursuz. Bunun ana nedeni de uygulamaların adaletsizliği. Doktorların bir kısmı mesleğinde ün yapmış ve sadece muayene ücreti olarak 500 lira alıyor. Ayrıca özel hastanede çalışan hekimlerin durumu da fena sayılmaz. Kamuda görev yapan doktor ise her iki meslektaşından daha düşük ücret alıyor. Fakat, bunu pek dert etmiyorlar; onu da söyleyeyim. Onları esas dertlendiren "Performans Uygulaması" ve "Tam Gün Yasası." Aynı işi yapan bir doktor performans değerlendirmesinden dolayı döner sermayeden çok daha fazla para alırken, diğeri alamıyor. Uygulamanın çarpıklığı neden oluyor buna. Hadi onu da geçtik diyelim. Doktorlar, saat 17'den sonra muayenehane açmalarına mani olan uygulamaya tepki gösteriyor ve "Vergimi ödüyorsam niye açamıyorum" diyorlar. Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Tıp ilmi çok hızlı gelişen bir bilim dalı ve hekimin mesleğinde başarılı olması için bu değişiklikleri takip etmesi gerekiyor. Bu da para ile oluyor tabii. Ayda bin lira harcamalı ki meslekten kopmasın. Sözün özü: Evet bir hizmet veriliyor ama özel hastanelere ödenen hasta bakım hizmeti bedelini düşük tutmak ve doktorların ücretlerini aşağı çekmekle bu hizmet sürdürülemez. Başka politikalar lazım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.