Daha o gün yazmam lazımdı, yazamadım. Konu belki gündemden düştü ama kayıtlara girmesi için yine de yazıyorum. Ben dopingliyim! Son günlerde birkaç defa pilav üstü et yedim çünkü. Etli yemeğin doping sayılıp sayılmadığını tam bilmiyorum ama benim için öyle. Dopingliyim. Doping yapıp on altı saat çalışmak istiyorum. Ancak, salt istemekle olmuyor ki. Birazcık da para lazım. Para bulsam hemen doping yapacağım. Veya tam tersi, doping yapsam para kazanacağım. Buna, 'kedinin kuyruğunu kovalama hali mi' dersiniz, yoksa; yumurta-tavuk hikayesi mi bilmiyorum ama durum üç aşağı beş yukarı bu. Doping, sadece benim meselem değil anladığım kadarıyla. Başbakan ve iş adamları bile dopingli. Hem onlar etle metle de uğraşmıyor, direkt damardan girip vitamin alıyorlar. Yoksa nasıl koştursun adamlar oradan oraya? Her ne kadar kendisi "Kullanmadım" diyor ve itibarını geri istiyorsa da milli haltercimiz Şule Şahbaz da kullanmış anlaşılan doping maddesini. Süreyya Ayhan hakkında da aynı iddialar ileri sürüldü. Onlar da bulgur pilavından bıkmış anlaşılan. Bulgur pilavı ve kuru fasulye bizim milli yemeğimiz ama 'milli yemek' yiyerek; 'milli sporcu' olunmuyor demek ki! Halbuki biz can-ı gönülden istiyorduk bunu. Medya, başarı hikayelerini yayınlardı mesela! Bulgur pilavıyla beslenip olimpiyat şampiyonu oldu!.. Karizmayı düşünebiliyor musunuz? Canlı örneği de var bunun. Şampiyon haltercimiz Taner Sağır işte. TCDD'den ayda aldığı 250 milyon lira maaşa talim edip öyle hazırlanmadı mı olimpiyatlara!.. Fakat bizim sporcular, zayıflık gösterip doping yaptılar. Hırs tabii. Bu hırs bakın nelere sebep oluyor. Geçenlerde Irak'a yük taşıyan nakliyeciler için UND, 'Irak'a gitmeyin' diye bir karar aldı. Kim uydu buna? Kimse! Belki bir elin parmakları kadar bile çıkmadı o yasağa uyan. Arabasına atlayan yola düzüldü. Adam açıkça söylüyor nedenini. "Hadi gitmedim, elektrik ve su paramı kim ödeyecek?" Sebep ekonomik demek ki? Dünyaya meydan okuyan bu sporcuların neredeyse hepsi gecekonduda yaşıyor. Kendisinin de ailesinin de paraya ihtiyacı var. Bir madalya alırsa; biliyor ki, bunun karşılığında binlerce altın, bilmem şu kadar ödül verecekler kendisine. Verildi de zaten. Bu şartlarda sporcu ne yapsın? Sakın devletin sporcuya sahip çıktığını söylemeyin bana. Hepsi kendi imkanıyla geliyor buralara. Madalya alan sporcuya göstermelik bir hediye verip işi kotarmak bizim siyasetçiye kolay geliyor. O da daha yeni başladı. Bu adam ne yer, ne içer diye düşünmek ise bozar onları. Hele hele, 'madalya namzedi' bir sporcuya yatırım yapmak kimsenin aklına gelmez!... Devlet hiçbir şey yapmıyor demek haksızlık olur belki. Ne de olsa milli sporcuları işçi kadrosuna alıp bir kamu kuruluşundan maaş veriyor onlara. Yeter mi bu? Süreyya Ayhan'a Vestel sponsor oldu da birazcık soluk aldı kızcağız. Ben şahsen, yakalananın 'hain', yakalanmayanın ise 'kahraman' olduğunu bile bile yoluma devam ediyorum. Ne yapayım, ekmek davası!.. MI ACABA?!. Putin, "Terörden güçlüyüz" demiş... Belli, 400 ölü 700 yaralı! * Unakıtan, "Özelleştirmeye laf edenin dili tutulsun" demiş... Kendisi niye "Babalar gibi satarım" dedi peki? * Japonya'da meydana gelen 7.3 büyüklüğündeki depremde sadece 7 kişi yaralanmış... Bizim yetkililerin vurdumdaymazlığının sebebi anlaşıldı: 7.3 bir şey yapmıyor! * Balık tezgahına AB standardı gelmiş... Kafalara ne zaman gelecek, kafalara? * Almanya'nın en şık erkeği bir Türkmüş... Kendimizi ispatlamak için şıklıktan başka neyimiz var ki?