York Düşesi Sarah Ferguson... Sana teşekkür ediyorum. Ta İngiltere'den geldin. Kılık değiştirip iki Engelli Yurdu'na girdin ve gizli kamerayla engelli çocuklara nasıl bir "rehabilitasyon" uygulanıyor onu görüntüledin. Ne iyi ettin. Senin sayende Türkiye kendi gerçeğini gördü. Biz gururlu milletiz. Başkalarının bizim eksiğimizi söylemesine tahammül edemeyiz. Kendi dışımıza çıkıp yaşadığımız dünyaya bakma alışkanlığımız da yok. Biraz, deve kuşu misali yaşarız yani. Başımız hep kuma gömülüdür nedense! İş adamı, yönetici veya siyasetçi. Sıfatı ne olursa olsun; bu halimizi bilen yabancılar ülkemize geldiklerinde ne yaparlar biliyor musun? Gururumuzu okşayan konuşmalar yapıp bizim gönlümüzü alırlar. Bize, duymak istediklerimizi söylerler hep. Sonra da bildiklerini okurlar pek tabii. Sen, gerçeği yüzümüze karşı söyleme cesaretini gösterdin. Dostça davrandın yani. Kamera... gizli çekim... Bunları yapmak için cesaret lazım mutlaka ama esas cesaret, gerçeği söyleyebilmektir. Sen doğru olanı yaptın. Bizim bir huyumuz daha var. "Kol kırılır, yen içinde kalır" der geçeriz. Bunlar fena hasletler değil elbette ki ama bizimki biraz aşırı, ifrat durumu yani. Sen "yen"i sıyırdın ve sayende kol göründü. Biz şimdi konuşuyor, kemiğin kaç yerden kırıldığını tespit ediyor, kaynaması için nasıl sarılacağını tartışıyoruz. Sen olmasan olmazdı bunların hiçbiri. Ne olurlarsa olsunlar, bu çocuklar bizim çocuklarımız. Onlara iyi bakmak ve şefkatli davranmak bizim görevimiz. Evet, gizli kamera falan iyi şeyler değil. Fakat, başka çaresi de yok bu işin. Gerçekleri ortaya çıkarmak için kâh gizli çekim yapacaksın, kâh kimliğini gizleyeceksin. İşin tabiatı icabı böyle bu. Ortada bir gerçek var, inkârı mümkün olmayan: Çocuklar iyi muamele görmüyor! Ha, hepsi mi? Değil elbette ki. Mükemmel bakılanlar da var. Ama, bizim derdimiz eksik ve kusurlu bakılanlar. Sen geldin, o kusura parmak bastın. Esasında bu çocuklara iyi imkânlar hazırlayacak kadar imkân ve gücümüz var bizim. Boş vermişliğimiz engelliyor bu imkânların bir araya getirilmesini. Senin o gizli kamera çekimin, bizim boş vermişliğimize darbe indirdi. Bizi kendimize getirdi. İyi huyumuzu harekete geçirdin. Minnettarız sana. Maksadın ne idi? Bilmiyorum? İlgilenmiyorum da zaten. Beni ilgilendiren senin eylemin sonunda harekete geçen ortak akıl ve ilgi. İyi bir iş yaptın. Teşekkürler... Yine gel... Bekleriz.