Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) gerçekleştirdiği "İnovasyon Haftası" dün bitti ama Türkiye'nin "inovasyon" günleri bitmedi. 19-20 Aralık 2012 tarihlerinde İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) tertiplediği "11. Sanayi Kongresi" başlıyor ve onun da üst başlığı "İnovasyon." İSO bu sene "Sürdürülebilir Rekabet Gücü"nü yakalamak için lazım olan "Bölgesel Üretim, Küresel Güç" temasını işliyor. Diğer meslektaşlarımı bilmem ama bendeniz Sanayi Kongresi'ni iple çekiyorum. Önceki kongreler dolu dolu geçmişti çünkü. Yeni bilgiler öğrendim her birisinden. Bu sene de çok başarılı geçeceğinden eminim. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Tanıl Küçük, geride kalan 10 kongrede toplam 448 konuşmacının yer aldığını bunlardan 95'inin yabancı konuşmacı olduğunu bildirdi. Konusunda liderdi her bir yabancı konuşmacı. Bu sene yine iki yabancı misafir konuşmacı var ki, her ikisi de dünyadaki iktisadi gelişmelerin birer analizini yapacaklar ve ardından da global dinleyicilerine gelişmeye nasıl uyum sağlayacaklarını anlatacaklar. Maryland Üniversitesi Küresel Strateji ve Girişimcilik Öğretim Üyesi Prof. Dr. Anil Gupta, global büyüme stratejilerini değerlendirecek mesela. Stratejilerin yeniden tasarlanması ve rekabet avantajları hakkında iştirakçilere ipuçları verecek olan Gupta, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin inovasyon ve girişimcilik konusunda hangi yolu izlemeleri gerektiği hususundaki bilgilerini paylaşacak onlarla. Çin İnovasyon Merkezi Yönetim Direktörü Prof. Dr. George Yıp ise yönetim inovasyonu ve şirketlerin stratejik dönüşümü ile ilgili araştırmaları ile ünlü bir uzman. Firmaların nasıl global marka olabileceği ve insan kaynaklarının nasıl kullanılması gerektiği hususunda sahip olduğu tecrübeleri aktaracak dinleyenlere. Hemen belirteyim ki, işletmelerin davranış biçimlerini değiştirmek isteyenlerin kaçırmaması gereken bir sunum olacak Yıp'ın 20 Aralık 2012 Perşembe günü yapacağı konuşma. Türk toplumu gözüyle düşünen bir toplum. İş âlemindeki aktörler de dahil bu profile. Kim başarılı bir iş yapmışsa, herkes o işi yapmaya çalışıyor ve sonuçta iş kabak tadı veriyor. Türkiye'de hâlâ ihtiyacın 2 katı fazla un değirmeni var. Ki, 15 senedir böyle bu. Başka iş kollarında da aynı durum geçerli. Türkiye'deki işletmelerin bilgi eksikliği içinde olduğu ayan beyan belli. Dolayısıyla, TİM ya da İSO'nun gerçekleştirdiği bu inovasyon kongreleri önem arz ediyor. İş adamlarına vizyon kazandırıyor. Global ekonomi içinde yaşanan değişiklikleri görmelerine imkân veriyor. Bu fırsat kaçar mı? Türkiye ekonomisi bugün dünyanın birçok ekonomisinden daha iyi. Bu önemli bir husus ama yetmez. Türkiye'nin gelişmiş ülke statüsüne geçmesi için yapması gereken daha çok şey var. Katma değeri yüksek üretim yapması lazım bir kere. Bunun için de inovatif düşünmesi lazım. Kendisini yenilemesi için şart bu. Komşu ülkelerin Türkiye için önemli bir pazar olduğunu hepimiz biliyoruz. Yaşadıkları siyasi kriz bittiğinde o ülkelerin kapılarının Türk iş adamlarına açılacağı kesin. O güne hazırlıklı olmak gerekiyor yani. Durmak yok yani, yola devam.