Eğitim bu işte

Türkiye adeta ikiye bölündü. Bir taraf, "Türkiye'nin kurtuluşu meslek liselerinde" diye feryat ediyor. Diğer taraf ise "Sizi gidi laiklik düşmanları sizi. Meslek lisesi derken neyi kastettiğinizi bilmiyor muyuz sanıyorsunuz? Yok öyle, burası Türkiye. Oturun oturduğunuz yerde" diye efeleniyor. İkisi de mesnetsiz, ikisi de kuru sıkı. 'Geyik muhabbeti'nden öte hiçbir özelliği olmayan boş laflar bunlar. Belki kürsüye çıkıp bu sözleri sarfedene birileri prim verir ve o da o gazla gününü gün eder ama memlekete hiçbir faydası olmaz bu tür tartışmaların. Olmadı zaten. Verilen eğitimin endüstri ile entegrasyonu yoksa, yani teori ile pratik bir araya getirilemiyorsa; o eğitimin klasik lisede, hakeza meslek lisesinde verilmesi neticeyi değiştirmez. Nazarî olduğu için her iki halde de sonuç hüsranla bitmeye mahkûmdur. Tecrübeyle sabit bu. Meslek lisesi aç ama o liseyi sanayi ile ilişkilendirme! Sonra da kalk, ben yaptım oldu, de. Kargalar bile güler, bu pişkinliğe!.. İstanbul büyükşehir Belediyesi ile Milli Eğitim Bakanlığı arasında bir protokol yapıldı. Bu sene uygulamaya sokulacak olan bu proje için 4 trilyon liralık bir bütçe de ayrıldı. Bununla, İstanbul'daki işsiz gençlere yeni istihdam kapısı açılıyor. Bu kursların fakir aile çocuklarına öncelik vermesi de cabası. Eğitimden geçip de koluna altın bileziği takan bir gencin sırtının yere gelmesi mümkün değil. Değil; çünkü, iyi düşünülmüş bir proje bu. İstanbul Belediyesi iki kurs ile katkı sağlamayı hedefliyor eğitime. Birincisi 'Meslek Kursu' diğeri de 'Geliştirme ve Uyum Kursu' bunların. Hedef belli. Mesleği olmayanları meslek sahibi yapmak, olanları ise mesleklerinde daha verimli hale getirmek. Dokuz aylık bir eğitimden geçip sertifika alan gençler hangi işyerinde istihdam edilirse edilsin, o gencin sigorta primleri ve vergi kesintileri İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından karşılanacak. Hem de bir sene boyunca. Bu projeye sağlam dememin sebebi, sacayağı üzerine oturuyor olması. Bir tarafta Belediye, bir tarafta Milli Eğitim Bakanlığı ve bir tarafta da Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği. Birisi eğitim ayağını üstleniyor, birisi istihdam ediyor, diğeri de finansman sağlıyor. Kadir Topbaş'ın ifadesine göre, 50 teknik okulda, 200 branşta başlıyor ilk bin kişilik bu pilot uygulama. Kürsüye çıkıp, sen-ben kavgası etmek yerine hemen icraata geçmek ne güzel. Sokaklar genç dolu, kahvehane köşesinde sağlığını kaybeden o taze fidanların sayısını kimse bilmiyor. Sadece İstanbul değil, Türkiye'nin dörtbir bucağı, bu manzaralarla dolu. Kadir Topbaş'ın başlattığı bu eğitim sistemi pratik, pratik olduğu kadar da sonuç alıcı. Başarılı olması halinde başka belediyelere de örnek olacağı kesin. Onun için hepimiz doğrusuyla eğrisiyle bu işin takipçisi olmalıyız. ..... NOT: Annelerini kaybeden Cumhurbaşkanı Sezer ve Eczacıbaşı ailelerine başsağlığı dilerim. MI ACABA?!. Ağustos enflasyonu eksi çıkarsa Eylül'deki nemalar düşük alınacakmış... Eşeğin aklına karpuz kabuğunu düşürmek diye buna derim ben!