Ekonomi olumlu sinyaller veriyor
10 Eylül 2014 01:00
Dünyadaki ve Türkiye'deki gelişmeler olumlu yönde. Ciddi bir programla Türkiye'nin 2023'te dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olması mümkün.
Türkiye siyasi tansiyonun düştüğü bir döneme girdi. Bilhassa ekonomi: İçte olduğu kadar dışta da uygun bir mevsim yaşanıyor. AB Merkez Bankası FED ve Avrupa Merkez Bankası'nın sıkı para politikası uygulayacakları beklenirken; tam aksine para musluklarını açtılar. Türkiye'nin bu havayı fırsata dönüştürmesi gerekiyor.
Başbakan Davutoğlu'nun bugüne kadar verdiği mesajlar, yeni kabinenin şartları iyi değerlendirdiğini ve doğru hamleler yapmaya hazır olduğunu gösteriyor. Türkiye ekonomisinin sanayi yatırımlarını arttırması ve katma değeri yüksek ürün damına geçmesi gerektiği herkesin malumu. Bu da ancak ve ancak yüksek teknoloji ile mümkün. Davutoğlu Kabinesi'nin bunun farkında olmasının ayrı bir önemi var tabii.
Geçen hafta sonu Çeşme'de çok sayıda gazeteciyle bir araya gelen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi 2023 yılında gerçekleştirmeyi hedefledikleri 500 milyar dolarlık ihracat için ne hazırlıklar yaptıklarını anlattı. Olumlu yönleri de var, olumsuz yönleri de.
Türkiye'nin 2023 hedefini yakalaması için ihracatını her sene yüzde 13 arttırması gerekiyor. 2013 yılında ihraç ettiği üründen kilo başına 1.48 dolar elde etti. 2023 yılında bu rakamın 3 dolar olması lazım ki, hedef tutturulsun. Türkiye'nin ihracatı içinde ileri teknoloji ürün payı yüzde 4 civarında. 2023 yılında bu oran yüzde 10 olmazsa 500 milyar dolarlık hedefi yakalaması pek mümkün görünmüyor.
Bu şartlarda zor yani. Hele hele ihracatta kar marjlarının giderek düştüğü bir sürece girilmişken daha da zor. Fakat imkansız değil.
Türkiye bu hedefi yakalar; yeter ki, Ar-Ge, İnovasyon, Markalaşma ve Tasarım faaliyetlerine ağırlık versin. Yeter ki, doğru plan ve doğru stratejileri devreye sokma basireti göstersin.
İhracatın kronikleşmeye yüz tutmuş problemleri belli ve en başta enerji geliyor. Maliyetin yüzde 43'ü enerji maliyeti. Çok pahalı. Döviz kurları da öyle; yüzde 43. Onları yüzde 42 ile hammadde ve ara mamul maliyeti takip ediyor. Bunlar çözüme kavuşturulduğu takdirde bırakın hedefi yakalamayı, aşmak dahi mümkün.
Davutoğlu Hükümeti'nin ilk önceliği; enerji ve girdi maliyetlerini aşağı çekecek tedbirleri almak olmalı bir kere. Döviz unsuru öyle veya böyle kendi dengesini kurdu. Türkiye ihracatının yüzde 45'ini Avrupa ülkelerine gerçekleştiriyor. Dolayısıyla ihracat gelirlerinin ağırlığı Euro'da. Hakeza turizm. Türkiye'ye gelen turistlerin çoğu turizm paketlerini Euro ile satın alıyorlar. İthalat girdi ödemeleri ise Dolar ağırlıklı. Dünyadaki gelişmeler Euro'nun Dolar'a karşı değer kazanması yönünde gelişiyor ve bu durum ihracatçının lehine bir gelişme. Bu da Davutoğlu'nun elini güçlendirecektir ister istemez.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, 2023 ihracat hedefini yakalamak için neler yapılması gerektiği hususunda yaptıkları çalışmanın sonuna geldiklerini ve önümüzdeki günlerde Hükümete sunacaklarını bildirdi. Kamu, özel sektör ve STK'lar el ele verirlerse Türkiye 2023 Hedefini rahat yakaladığı gibi dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri de olur. Yeter ki, hedefler doğru konsun ve tavizsiz uygulansın. Hele bir de Ar-Ge yatırımları arttırılır ve beşeri sermayenin eğitim kalitesini yükseltirse; Türkiye'yi tutana aşk olsun.