Enflasyonun ardından

A -
A +

Oh be, tek haneli enflasyonu gördük nihayet!.. En son 1975 senesinde yüzde 8.1 ile tek haneli enflasyon açıklayan Türkiye, bir daha göremedi onu. Taa, bugüne kadar! Dile kolay tam 30 sene. Ne ahlak bıraktı bozmadık, ne kural. Toplumun bütün değerlerini alt üst edip gitti. Enflasyon, netice itibariyle iktisadi bir politikadır. Birçok ülke, vites değiştirmek için başvurdu bu politikaya ve bir, bilemedin 2 sene onunla koyun koyuna yaşadı. Fakat hepsi o!.. Daha sonra aşağı çektiler. Türkiye'yi geçmişte yönetenler maalesef gösteremedi bu başarıyı. Her sistemde olduğu gibi enflasyon politikalarından da beslenen bir kesim oluyor. Oldu da. Havadan para kazanmak isteyenler için bulunmaz bir iklim çıktı ortaya. 'Afyon'lanan toplum da bu meredin sanal cazibesine kapılıp itiraz etmedi. İktidarlarla el ele verip devam ettirdiler bu yanlışı. Kimi kime şikayet edeceksin?!. Çarpıklık sadece enflasyonla da kalmadı. Bir de kayıt dışı ekonomi var ki, bataklığın ta kendisi. İçine düşen herkese pislik bulaştırdı ama aldığı 'afyon'un etkisiyle kimse fark etmedi bunu. Eden de sesini çıkarmadı. Beni sokmayan yılan bin yaşasın!.. Türkiye, 30 OECD ülkesi arasında kişi başına en düşük vergi ödeyen ülke oldu. Fransa kişi başına 10 bin 686 dolar, Almanya 8 bin 783 dolar vergi toplarken Türkiye'de bu rakam hepsi hepsi 834 dolar. Hadi Fransa, Almanya farklı diyelim, mükellefini vergi yükü altında ezmemeye azami dikkat gösteren ABD 'ye ne demeli? Orada da kişi başına 9 bin 661 dolar vergi düşüyor. Araştırmaya göre ABD'de gelir vergisi mükellefleri nüfusun yüzde 46'sını meydana getiriyor. Bu oran İsveç'te yüzde 79, Japonya'da yüzde 16, İtalya'da yüzde 65, Finlandiya'da yüzde 88. Türkiye 'de ise yüzde 3! Evet, evet. Sadece YÜZDE ÜÇ! Bütün bunları şunun için yazdım. Türkiye isteseydi 30 sene asla enflasyonla yaşamaz, kayıt dışı ekonomiyi bu kadar büyütmezdi. Ama tercihini bu yönde kullandı. Nedeni de gayet açık. Esnaf ve sanayici sermaye yapısını güçlendirip palazlansın! Bu politikaların külliyen yanlış olduğu, şimdi geriye dönüp bakınca daha iyi anlaşılıyor. Kritersizlik ve düzensiz yaşama! Maliye teşkilatını güçlendirip vergi toplaması gereken devlet, yapmadı bunu. Yatırım için önce banknot matbaasını devreye soktu. Enflasyon canavarı kontroldan çıkınca, bu sefer kapı kapı dolaşıp borç para aradı. Sonunda duvara tosladı. Enflasyon kimseye bir şey kazandırmadı, Türkiye'yi çağın gerisinde bırakmaktan başka! İktidarların vergi konusundaki toleransı, kayıt dışına göz yumması ve sosyal güvenlik meselesine kayıtsız kalması; Türk sanayicisi nin 'Azıcık aşım, ağrısız başım' diye düşünüp yan gelip yatmasına sebep oldu. 2004 senesinde enflasyon yüzde 9.32'ye çekildi. Türkiye , çok önemli bir noktaya geldi şimdi. Enflasyonun bu sene yüzde 8'e, önümüzdeki sene ise yüzde 5'e indirilmesi hedefleniyor. Türk halkının gelinen bu noktayı çok iyi değerlendirip enflasyona sebep olacak hiçbir politikaya müsaade etmemesi, edenlere de mani olması lazım. MI ACABA?!. Rahşan Ecevit, 'AB'ye gireceğiz derken din elden gidiyor' demiş... Kendilerinden geriye kalanlar için söylüyordur herhalde! AB ile birlikte 'ne olsa yaparım abi' formülü artık prim yapmayacakmış... Karar vermek için erken bence, biz mi AB'ye, AB mi bize uyacak henüz belli değil çünkü!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.