Erdal İnönü

A -
A +

Erdal İnönü, fizik profesörüydü. Problem çözücüydü yani. Aynı zamanda İsmet Paşa'nın oğlu. İnönü'nün bu iki hususiyeti, onun hasbelkader girdiği siyasetten tam bir devlet adamı özelliğiyle çıkmasına neden oldu. Daha doğrusu, Erdal İnönü'nün siyasete girmesi; onun bu vasfını tanımamıza imkan verdi. Erdal İnönü'nün siyasete girdiği dönem, Türkiye'deki o meşhur kaos dönemlerinden biriydi. Fakat, onunla birlikte -o günün şartları içinde değerlendirildiği takdirde- müthiş bir istikrar yaşandığını söylemek mümkün. Dedim ya, Erdal İnönü; problem çözücü idi. Ülkenin içinde bulunduğu problemlerin artmasından siyasi menfaat beklemek yerine, o problemlerin izale edilmesine gayret gösterdi ve dolayısıyla onun bu olumlu davranışı ülkeyi kaostan istikrara taşıdı. Keşke, kendisine "sosyal demokrat" diyen diğer liderler de aynı olgunluğu gösterselerdi. Keşke!.. Aha, Deniz Baykal. Geriye dönüp bir bakın hele. Baykal'ın bir problemi çözdüğü vaki mi? Tam aksi. Problem çıksın diye avucunu ovuşturduğunu görürüz hep!.. Kriz çıksın da Baykal, agresif kişiliğiyle tozu dumana katıp öne geçsin. Geçti de!. Hakkını yememek lazım. Baykal, önüne çıkan her kaosu değerlendirdi ve ülkeyi ya çıkmaza soktu, ya da erken seçime götürdü. Başarıyı görüyor musunuz?!! Erdal İnönü, nazik ve pozitif bir insandı ayrıca. Bulunduğu ortamın havasını ısıtır, insanlara güven telkin ederdi. Onu gören, olumsuz düşünemezdi. Böyle bir insan sevilmez mi? Hem sosyal demokratlar sevdi onu; hem de siyasi tercihi ne olursa olsun vatandaş. Hakeza Bülent Ecevit. Dün ölümünün birinci yılında anılan Ecevit de öyle. Siyasi tavrında gel-git'ler görülmüşse de Ecevit insanî yönü güçlü bir kişi idi. Şairdi, eşine gösterdiği ilgi ve alâka dillere destandı. Ayrıca, nazikti de. Onun bu vasıfları, dost düşman herkesin hayranlığını cezbetti. Aklıselim sahibi lider Siyaset, kavga yeri değil bir kere. Olsa olsa ülkeye hizmet için rekabetin yaşandığı bir arenadır. En iyisi olmak için koşulur, yarışılır ama ülkenin kötüye gitmesinden çıkar sağlamak gibi bir basitliğe asla gidilmez, asla. Hele, kavgacı ve kırıcı olmak!.. Siyasette bunların olması, kimseye bir kazanç sağlamıyor ama dağarcığında başka bir şey olmayanlar; yapıyor bunu maalesef!.. Soldaki iki liderin ölüm günleri çakıştığı için mercek altına Ecevit ve İnönü'yü aldım mecburen ama Türkiye'nin siyasi yapısını ve siyasetçi profilini birinin ele alıp mutlaka incelemesi lazım. Nasıl bir siyasetçi ve nasıl bir siyaset? Bunu değerlendirmeyi yaparken, vatandaşın siyasete ve siyasetçiye bakışını da dikkate almak lazım elbette ki. Türk toplumu kavgacı bir yapıdaymış gibi görünse de, kavga ve istikrar arasında bir tercih yapması gerektiğinde hep istikrarı tercih etmiştir. Sağ veya sol hiç fark etmez. Türk sağcısı ve Türk solcusu daima istikrar istemiştir. Ancak, sıcakkanlı bir toplum olduğunu da hatırdan çıkarmamak lazım. Çabuk gaza geliyor ve soğukkanlılığını muhafaza edemiyor. Metanetini uzun müddet koruması mümkün olmayan bir millet, Türk milleti. Kavga ortamına girmeye görsün. Kendini kaybedip kavganın tam orta yerine dalıyor. Neden daldı, niye daldı? Belli değil! Kavga bittikten sonra bin pişman oluyor tabii ama iş işten geçmiş oluyor ve pişmanlıktan başka bir şey kalmıyor elde. Dolayısıyla, Türk toplumunun aklıselim sahibi ciddi siyasetçilere daima ihtiyacı olmuştur. Bulduğunda da bağrına basmış ve sevmiştir onları. Yani, Türk toplumu çabuk parlayan mizacından dolayı zaman zaman kavga ortamına sürüklenmişse de, bu, Türk insanının kavga istediği anlamına gelmiyor. Türk toplumu esasında barışı seven bir toplumdur. Eğer, kendisini kavgaya sürükleyen nedenler olmasa, sulh içinde yaşamaya bayılıyor. Tercihi bu yönde. Onun için Türkiye'nin kavgacı değil istikrar yanlısı liderlere duyduğu ihtiyaç hiç bitmemiştir. Amerika ile yeni bir süreç başladı. Bu dönem, aynı zamanda liderlerin test edileceği bir dönem. Bu kesin. Bakalım, toplumun sempatisini kim kazanacak? Bekleyip göreceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.