Esnaf ve sanatkâr dökülüyor!

A -
A +
Dünya küçüldü. Sınırlar dahi anlamını yitirdi. Geçerli  olan tek bir şey var; rekabet. Hem de ne rekabet: Tatlı ve acımasız! Ayakta kalmak isteyen ülke ve firmaların farklılaşmaktan başka çaresi kalmadı. Hatta kişiler için dahi geçerli bu söylediklerim. Farklı düşünen, farklı bakan ve farklı üreten öne geçiyor. Yapamayan geriledikçe geriliyor. Daha da fenası; sapır sapır dökülüyor bir kısmı. 
Zaman farklı ürün zamanı. Farklı tasarımı olan firmalar sıkıntı yaşamıyor. İstediği fiyatı çekip elini öpene satıyor malını. Üretmek de dert değil onlar için. Yaptığı tasarım ya da modeli herhangi bir fabrikaya vermesi yeterli. Siparişi alan fabrika; istenilen adet, standart ve kalitede üretiyor o malı. Hatta ambalajlayıp istenilen adrese teslim de ediyor. Yeter ki, inovatif düşünün ve farklı ürün üretin. Maden ve enerji yatırımları da öyle. Çıkar sat.
Üretim yapan ise "eh" işte. Bazen kazanıyor, bazen kaybediyor ama geçiniyor yine de. Esas kazananlar büyük oyuncular. Üretimi bilen, pazarı tanıyan ve seçme müşterisi olan firmalar bunlar. Firma küçüldükçe riski büyüyor. İyice küçülen ise silinip gidiyor. Bunun bir başka riski daha var ki, o hepten fena. Giderken başkasını da götürüyor çünkü. İş yaptığı firmaya borçlu diyelim. Bir anda "şak" diye duruyor. İşte o durma anında borcunu ödeyemiyor ve alacaklı firmanın batmasına ya da ağır yara almasına neden oluyor.
Bir firmanın muhasebecisi olduğu gibi doktoru, bilgisayarcısı, sosyal güvenlikçisi, iş güvenliği danışmanı, avukatı, özel güvenlikçisi de olmalı. Bunun her birisi bir maliyet. Gücü olmayan taşıyamaz bu yükü.
KOBİ'ler kan kaybediyor. Esnaf ve sanatkâr can çekişiyor. Konfeksiyon atölyesine gerek yok artık. Haliyle ustaya da ihtiyaç kalmadı. Bilgisayarın düğmesine bas yeter. İplik giriyor, paketlenmiş ürün çıkıyor. Kundura ustası da öyle. Hakeza mobilyacı. Onlar da lazım değil artık. Her şey fabrikasyon.  
Say say bitmez miadını dolduran mesleklerin sayısı. İyi hoş da ne olacak bu işini kaybeden yüz binlerce esnaf ve sanatkârın hâli? Birkaç sene öncesine kadar yanında 40-50 işçi çalıştıran firma sahibi bugün 300-500 lira ücret karşılığında şoförlük yapar duruma geldi! Kimi taksi şoförü oldu, kimi servis aracı kullanıyor!..
Market ya da AVM açılmasın da bakkal yaşasın diyecek hâlimiz yok tabii. Ekonominin kuralı işliyor. Bu değişim dalgasını durdurmanın imkânı da yok zaten. Ama devletin bu gerçeği dikkate alıp yeni strateji geliştirmesi gerekiyor. Da... hani? Ülkenin en önemli meselesi hâline gelen bu sosyo-ekonomik yaraya çare bulmakta gecikiyor. İşini kaybeden bu insanların yeni iş alanlarında istihdam etmek için onları eğitime tabi tutması veyahut da kredi ile yeni iş kurmalarına destek vermesi lazım halbuki. 
İŞKUR ve KOSGEB girişimciliği destekliyorlar ve başarılı bir şekilde devam ediyor bu programları. KOSGEB ayrıca işini büyütmek isteyenlere de destek veriyor ama yeterli olduğunu söyleyemeyiz bunların. Hele böylesine yoğun bir iş kaybının yaşandığı bir dönemde hiç söyleyemeyiz. KOSGEB'in finans gücünün artırılması gerekiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.