Et pahalanır mı?

A -
A +

Türkiye akaryakıtın en pahalı satıldığı ülke oldu. Et de öyle. İki gün önce Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, ithal ete uygulanan Gümrük Vergisi yüzde 70'den yüzde 100'e çıkartıldı. Canlı hayvanda ise yüzde 30 olan vergi yüzde 40 oldu. Bu uygulama hayvancılığı koruma maksadıyla başlatıldı. Olumlu tabii. De... tüketiciye yansımaması lazım bu durumun. Sektör temsilcileri öyle düşünmüyorlar mesela. Bakanlar Kurulu kararının kasapta 24 TL'ye satılan kıyma fiyatını 30 TL'ye çıkacağını iddia ediyorlar. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ise vergi artışının tüketiciye olumsuz yansımayacağı kanaatinde. Türkiye'nin yıllık et tüketimi üç aşağı beş yukarı 1 milyon ton. Son alınan kararlar ve uygulanan teşviklerle söz konusu talebin 850 bin tonu iç piyasadan karşılanır oldu. Dışa bağımlılık azaldı yani. Dolayısıyla Gümrük Vergisi'nin arttırılması mantıki. Yeter ki, üretici bunu bir fırsat olarak görmesin. Şayet fiyat artışı söz konusu olursa Gümrük Vergisi yeniden aşağı çekilir ve olan yine üreticiye olur. Üreticinin bunu göz ardı etmemesi lazım. Türkiye'deki toplam büyükbaş hayvan sayısı 2 milyon 500. Küçükbaş hayvan sayısı ise 30 milyon. Sıkıntıya neden olacak bir durum yok yani. Her yıl 2 milyon 300 bin küçükbaş, 700 bin de büyükbaş hayvan kurban ediliyor. Bunu da özet bir bilgi olarak vermiş olayım. Türkiye'de sadece benzin ve et pahalı değil ki. Otomobilden sigaraya, iş makinesinden şekere kadar her şey pahalı. Bu pahalılığın ana nedeni vergi oranlarının yüksek olması. Bilhassa dolaylı vergiler can yakıyor. Araç sahipleri 1 TL'lik benzini 5 TL'ye tüketiyorsa, bu; dolaylı vergi oranlarının yüksek olmasından kaynaklanıyor. Ancak, başka nedenleri de var bunun. Verimli üretim yapamamaktan tutun da, standardı yakalayamamaya kadar daha birçok nedeni var bu pahalılığın. Tüketici pahalılıktan bezdi. Mazota gelen zam, otomobili yoksa dahi gelip buluyor vatandaşı. Toplu taşıma bilet ücretleri pahalanıyor bir kere. Elektrik, su, doğalgaz fiyatları zaten aldı başını gidiyor. Kesin olan bir şey daha var; o da, hiçbir iktidarın zam yapmaya hevesli olmaması. İktidarlar zam yapmayı sevmezler. Vergi oranlarını arttırmak için dokuz düşünüp bir karar verirler. Hal böyle iken Ak Parti İktidarı gerektiğinde zam yapmaktan çekinmiyor. O da biliyor başının ağrıyacağını ama ülke şartları zammı zaruri hale getiriyorsa, yapıyor. Oy kaybedeceğini bilse dahi yapıyor bu zammı. Vatandaşın sağduyusuna güveniyor belki de. Eğri oturup doğru konuşmak lazım. Zam yapıp riski ülke geneline yaymak elzem oluyor bazen. Türkiye'nin yeni yatırımlara ihtiyacı var. Yatırım yapsın ki ihracatı artsın. Yeni istihdama imkan doğsun. Bu da ancak kaynakla mümkün. Türk toplumunun ferdi tasarrufu oldukça kıt maalesef. Kaynak ancak vergi yoluyla sağlanıyor. Hükümet vergi salmasa, ekonomi küçülecek; işsizlik artacak ve sosyal patlama yaşanacak?ülkede.?Kırk katır mı, kırk satır?mı,?durumu?bir nevi. Tek teselli kaynağı şu bekli de: Hükümet de kendine düşen tasarrufu bihakkın yerine getiriyor. Savurganlık yapmıyor, müsrif davranmıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.