12 Eylül 2010 günü geldiğinde sandığa gideceğim ve evet, "evet" diyeceğim. Fazla değil, iki nedenden dolayı "evet" diyeceğim. Doğrudur, 12 Eylül 1980'den bu yana Anayasa'nın birçok maddesi değişti. İlk değil yani. De... bu seferki, halkın bizatihi yapacağı bir değişiklik. Başka bir deyişle, benim hür irademle gerçekleştireceğim bir değişiklik. 40 yılda bir elime fırsat geçmiş; bırakır mıyım? Bu bir. İkincisi ise, referandum meselesi. Boykot eder, yahut da "hayır" oyu kullanırsam; kimse bir daha benim oyuma müracaat etmeyebilir. Çekinir! Bunun da önüne geçmiş olacağım, "evet" demekle. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Tamamen yeni ve ön yargılardan uzak bir anayasa yapılması daha iyi olurdu" dedi daha üç gün önce. Bendeniz de tıpkı Gül gibi düşünenlerdenim aslında. Seçimlerin yaklaştığı şu günlerde Anayasa değişikliği olacak şey değildi. Sil baştan değiştirilmesi lazımdı. Özenle ve samimi gayretle hazırlanan bir anayasa. Ama olmadı! Ayrıca, eğitim ayağı da var bunun. Ki, çok önemli. Bana, "Anayasa mı, eğitim mi" deseler; hiç tereddüt etmeden eğitim derim. Eğitim derim, çünkü eğitim olmadan dünyanın en güzel anayasasını, ya da yasasını getirin; hiçbir işe yaramaz. Nitekim, yaramadı da. Türkiye'de uygulanan Medeni Kanun'dan tutun da Miras Hukuku'na kadar her şey Batı'dan ithal edildi. Edildi de ne oldu? Ya, uygulayanlar tarafından delindi. Ya da uyması gerekenler tarafından kevgire çevrildi!.. Araçlardaki emniyet kemeri, yolcunun can güvenliği için değil mi? Kişilerin emniyet kemeri takmasını hükme bağlayan kanun da var. Hani? Sürücü, yanında oturana "kemerini tak" diyemiyor; kırarım endişesiyle. Yolcu koltuğunda oturan da sürücüye "tak" diyemiyor. Derse, "Senin şoförlüğüne pek güvenmiyorum" gibi bir anlam çıkarıp alınmasından korkuyor. Tamamen duygusal yani. Eğitim şart, derken bunu kastediyorum işte. Kanunların içinin doldurulması lazım. O da eğitimle olur. Adam inşaatta çalışıyor. Her an kafasına sert bir cisim düşebilir, ya da sert bir yere çarpma ihtimali var. Baret takması gerekiyor. Takana şahit oldunuz mu hiç? Takan da, yasak savma babından takıyor! "Türkiye dünyanın en yüksek trafik ve iş kazası yaşanan ülke" oluyor ister istemez. Ondan sonra da ülkeyi yönetenler "Kanun çıkaralım" vaveylasıyla Meclis'e koşuyor! Kanun çıkarmak daha kolay ve eğitimden daha az maliyetli çünkü. Kanun böyle de anayasa farklı mı? Ne gezer; al birini çal öbürüne. Yazılı anayasası olmayan ülkeler var; sıfır problem yaşıyor adamlar. En kalın anayasa kitapçığı bizde ve problem diz boyu. Her ilave edilen madde, dengeleri biraz daha bozmaktan öte bir işe yaramıyor!