Feraseti azalan toplum

A -
A +

"Feraset" diye bir kavram vardı eskiden; içinde bulunduğu vaziyeti anlayan, geleceği sezen aklı ifade ederdi. Bu kelimeyi unuttuğumuz gibi içeriğini de unuttuk. Basiretli insanımız kalmadı artık. Varsa da bir elin parmağı kadar az!.. Bir insan geleceğini planlamıyorsa, onun feraset sahibi olduğunu söylemek mümkün mü? Devletler için de geçerli bu. Aha Türkiye!.. Ne sanayi envanteri var ülkenin, ne de tarım!.. Babadan, dededen ne görmüşse onunla götürüyor işi ahali. Onun da nereye kadar gittiği ortada!.. Size ben bir misal vereyim de, siz onu çoğaltıp istediğiniz konuya oturtun. Baklagiller malum, bakla, fasulye, nohut, bezelye gibi sebze çeşitlerini içine alan bitki familyası. Bu aileye akasya, keçiboynuzu gibi bitkiler de giriyorsa da konumuz o olmadığı için "es" geçiyorum. Bu bitkilerin anayurdu Mezopotamya... Daha doğrusu Karacadağ'ın eteklerindeki topraklar!.. Bu yörede yetişen nohut, fasulye, bakla hem çok lezzetli, hem de soğuğa ve hastalığa çok dayanıklı. Hakeza Gülnar. Gülnar Nohut'u da öyle. Fakat, Türkiye bakliyat üretiminde çok ama çok geri kaldı. Tabiri caizse nal topluyor!.. Bu ürünlerin nasıl yetiştiğini hiç bilmeyen ülkeler dahi bugün baklagillerin her bir çeşidini üretiyor ve hatta ihraç ediyorsa da Türkiye yerinde sayıyor!.. Kanada mesela. Bu ülke 1990'lı yılların başında Karacadağ'dan aldığı tohumu dosdoğru laboratuvara götürdü, üzerinde gen çalışması yaptı ve şimdi senede 1 milyon ton bakliyat ihraç eder duruma geldi. Türkiye'nin bu üründeki durumu ne biliyor musunuz? En yüksek ihracatını geçen sene gerçekleştirdi, o da 462 bin ton!.. Çelişkiyi görüyor musunuz? Dünyanın en güzel ve en lezzetli bakliyatı Türkiye'de yetişiyor ve ne yazık ki en düşük ihracatı gerçekleştiren ülke Türkiye oluyor!.. Türkiye gerçeği bu işte. Şayet, Arbel firması olmasaydı, Türkiye asla ve kat'a 462 bin ton bakliyatı dahi ihraç edemezdi, onu da söyleyeyim. Başarı öyküsü Araştırmacı gazeteci damarım kabardı ve geçenlerde Mersin'e gider gitmez ilk işim Arbel Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan'ı bulup onunla konuşmak oldu. Bu işi nasıl başardığını sordum kendisine. Ardından da Türkiye'nin bakliyat konusundaki vurdumduymazlığının nereden kaynaklandığını tabii. Hemen söyleyeyim ki, Arbel firması Türkiye'nin en büyük bakliyat ihracatçısı ve ülkemizin sayılı global firmalarından birisi ama elde ettiği başarı sadece bunlarla sınırlı değil. Gerçek bir başarı öyküsü var Arbel'in. Kanada Devleti uyanıklık yapıp nasıl Diyarbakır'a kadar gelmiş ve Karacadağ bakliyatından numune almışsa, aynı uyanıklığı Mahmut Arslan'ı bulmakta da göstermiş. "Gel" demiş Arslan'a. "Sen başarılı adamsın, gel birlikte çalışalım." Paketlenmemiş bakliyatta Türkiye rekortmeni olan Arbel bugün Kanada ve Kuzey Amerika'da da bir numara. Kanada Hükümeti'nin teşvikiyle olmuş tabii bütün bunlar. Arbel ile Kanadalı ortağın birlikte kurduğu Sascan firması Kanada'nın bakliyat ihracatında bir numaralı firması olmuş. Sascan bugünlerde Toronto Borsası'nda yüzde 45 hissesini 35 milyon dolar değerle halka açıyor. Arbel firması, makarna üretimi de yapıyor. İtalyanlarla ortak üretilen ilk ürün Arbel markasıyla çıkmış piyasaya. Şimdi sırada Arbella var. İhracata yönelikmiş Arbella. Arbel firmasının faaliyetleri bakliyat ve makarna ile sınırlı değil. Sigara da var. Winner, Vigor ve HD; üçü de Arbel'in. Alanında bu kadar başarılı Mahmut Arslan'ı bulur da Türkiye'nin bakliyatta neden başarısız olduğunu sormaz mıyım? Sordum tabii. "Yanlış tercih" dedi Arslan ve şöyle açıkladı o yanlışı: "Türkiye arpa, buğday, mısır gibi hububatı teşvik ederken, baklagilleri ihmal etti. Ar-Ge ve tohum ıslahı yapılmadığı için de bakliyat üretimi geriledi." Zararın neresinden dönersen kârdır. Bugün dünya hububatı bırakıp baklagillere yöneliyor. Gün geçtikçe yaygınlaşan obezite problemi bunu zaruret haline getirdi çünkü. Baklagiller öyle bir ürün ki, protein yönünden çok zengin bir kere. Ayrıca, sıfır yağ ve sıfır kolesterol taşıyor. Bu özelliğinden dolayı dünya baklagillerle beslenmeyi tercih eder oldu. Dahası, bakliyat tıpkı hububat gibi enerji üretiminde kullanılıyor artık. Amerika'nın etanol yakıtı için geçen sene kullandığı hububat ve bakliyat miktarı 4 milyon ton! Petrole alternatif ürün olarak pazar payını her geçen gün artıran etanol yakıtını elde etmek için daha fazla bakliyat üretmek gerekiyor. Etanolün dünyadaki pazar payı yüzde 8'i geçti. Bu sene yüzde 12 olması bekleniyor. Hedef ise yüzde 15. Tarım Bakanı Mehdi Eker, bakliyat üretimine çok önem verdiklerini söyledi ve bu ürünleri yetiştirmek için küçük tarlalarla yetinmeyip havzalar tespit ettikleri bildirdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.