Kendisini uzun süredir tanıyorum. Yiğit insan. Özü sözü bir olduğu gibi tarihî değerlere sımsıkı sarılması da ayrı bir özelliği. Ayrıca, iyi bir dost. Türkiye-Filistin Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Hüseyin Tanrıverdi'den bahsediyorum. Geçenlerde arkadaşlarıyla birlikte kalkıp Filistin'e gitti. Başta Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat olmak üzere birçok Filistinli meslektaşıyla görüştü, kampları gezdi, çaresizlik içinde yaşayan Osmanlı hayranı Filintin halkını dinledi ve döndüğünde, TBMM'de kürsüye çıkıp gördüklerini diğer vekil arkadaşlarına anlattı. Onun söyledikleri önemliydi. Hem de çok önemliydi çünkü, uzakta olduğu için gözün görmediğine gönül katlanır misali, oradaki mazlumların acısını Türk toplumu artık hissetmez olmuştu. Hüseyin Tanrıverdi'nin sözleri, TBMM çatısı altında bir feryada dönüştü ve kelimenin tam anlamıyla şok etkisi yaptı. AK Parti milletvekili Hüseyin Tanrıverdi ve arkadaşları daha Ramallah'a adım atar atmaz kendilerini çatışmanın içinde bulmuşlardı. Tanrıverdi'nin "Bir yanda son teknoloji ile donatılmış, çelik yelekli, son model silahlara sahip İsrail'in ölüm makineleri, diğer yanda ise sokaklarda bulabildikleri taşlarla onlara karşı koymaya çalışan Filistinli çocukları gördük" şeklindeki duygu yüklü konuşması; kendisini dinleyen vekilleri iğneyle dürtmüş gibi uyandırdı. Filistin'deki durumun her geçen gün biraz daha kötüye gittiğine dikkat çeken Tanrıverdi, Türkiye'nin İsrail ile gerek diplomatik, gerekse ekonomik ve siyasi ilişkilerini gözden geçirip bir baskı unsuru oluşturmasını ve uluslarararası toplum güçlerini harekete geçirmesini istedi. Ardından İsviçre'ye geçen Hüseyin Tanrıverdi, bu ülkenin Cenevre kentinde katıldığı 92. ILO Konferansı'nda da Filistin çabalarını sürdürdü ve sendikacılığın kendisine kazandırdığı müzakerecilik hünerini kullanıp uluslararası yardım kuruluşlarını harekete geçirdi. Hüseyin Tanrıverdi'nin bu ferdi çabası bile işe yaradı. Orada, açlıkla sefalet arasında yaşayan Filistinli insanlara 100 bin dolar yardım topladı. Onun temin ettiği bu mütevazı yardım; istenirse Filistin için çok şeyin yapılabileceğini göstermeye yeter de artar bile. Bu arada Vehbi Dinçerler'in Filistin Koordinatörü olması önemli bir gelişme tabii. Eski bakan bundan böyle Filistin'le sosyal, kültürel ve iktisadi işler konularındaki koordinasyonu sağlayacak ki bu, geçmişteki ihmalin telafisi yönünden de ciddi bir adım oldu. Ayrıca, Dinçerler aklı başında bir insan. Faydalı icraatlar yapacaktır mutlaka. Ayrıca hükümetin, Kudüs Başkonsolosluğu'na büyükelçi ataması da yerinde bir karar. Filistin'deki Türk temsilciliği büyükelçilik düzeyine yükseltiliyor yani. Şimdi yapılacak olan şey, Hüseyin Tanrıverdi ile başlayan bu diyaloğu daha da arttırmak ve bu konuyu diplomatik seviyede hep gündemde tutmaktır. MI ACABA?!. 1 milyon 902 bin genç ÖSS için ter dökecekmiş... Bu imtihanın bilgiden çok zamanı iyi kullanma testi olduğunu bilen kazanır! *** AP seçimlerinde Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkan partiler zafer kazanmış... Kolayı var, iptal ettiririz seçimleri olur biter! *** Adana kebabına patent alınmış... Isırdın mı yağı akarsa tamam! *** 5 yıldızlı otel aşçıları Türk mutfağını uçuracaklarını iddia etmişler... Yine Fransız yemekleriyle uçuracaklarsa yapmasınlar!