Gençleri düşünen var mı?

A -
A +
Önceki gün "Uluslararası Gençlik Günü (UGG) idi. Birkaç mesajla geçiştirildi. Ana temasına bakıp "iyi oldu" demek de mümkün; yaygın anlamına bakıp "vah vah" demek de.
Bundan 29 sene önce ilk defa kutlanan Dünya Gençlik Günü'nün (DGG) ana teması dindi. Daha doğrusu Papa II. Yuhanna Pavlus'un Hristiyanlığı yayma gayreti. Papa Pavlus 15 Nisan 1984 günü Roma'da gençlere seslendi ve onlara haç hediye etti. Hristiyan gençlerin çok ilgi göstermesi üzerine Papa, Matta İncilindeki "Gidin ve bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin" emri doğrultusunda bu eylemi ertesi sene Roma'da bu kez 31 Mart'ta yine yaptı. "DGG" gelenek haline geldi ve dünyanın çeşitli ülkelerinde kutlanmaya başlandı.
Eh hal böyle iken "DGG"nin Türkiye'de kutlanması "Müslüman mahallesinde salyangoz satmak" gibi bir şey olurdu ve birkaç mesajla geçiştirilmesi gayet normaldi. Böyle geçiştirilmesi elbette ki  "iyi oldu". Da... bir de Uluslararası Gençlik Günü (UGG) var. UGG, 12 Temmuz günü başta Birleşmiş Milletler (BM) olmak üzere tüm dünyada kutlanıyor.  Önceki gün kutlanan bu gündü ve "vah vah" diyeceğimiz bir gün oldu.
Türk gençliğinin ne büyük problemleri var halbuki. Ne birkaç mesajla geçiştirilebilir, ne de "gençler bizim geleceğimiz" türü birkaç kuru nutukla kutlanabilirdi. Ama burası Türkiye! Her günde vardır, her örgüte üyedir ama hiçbirisinin hakkını vermez!
Ülkelerin nasıl "yatırım" ve "işletme sermayesi" varsa, "beşeri sermayesi" de vardır ve daha az önemli değildir. Türkiye'nin sahip olduğu "genç nüfusu" ile övünüyoruz ama bu sermayenin katma değeri yüksek alanlarda değerlendirilmesi için hiçbir şey yapmıyoruz.
Bir işletmenin sermayesini "kömür" ya da "altın" madenine ya da "teknoloji"ye yatırması mümkün değil mi? Kârlı alana yatırım yaparsan çok kâr edersin. Çileli alana yatırım yaparsan çok çile çekersin. Türkiye hep kömüre yatırım yaptı. Dolayısıyla hem az para kazandı, hem de insanlarını telef etti. Teknolojiye yatırım yapan ülkeler ise çok para kazanıp zengin oldu.
"Beşeri sermaye" hususunda da Türkiye aynı hatayı yaptı. Üniversitelerden mezun olan mühendisleri düşük ücretle saha işlerinde kullandı ve elde ettiği düşük katma değere razı oldu. Kökten değişim gerekiyor. Teknik okul mezunu gençleri saha işinde kullanırken mühendisi tasarım ve proje konularında istihdam etmenin vakti geldi de geçiyor.
Şayet gençler "kalkınmanın lokomotifi" kabul ediliyorsa (ki öyledir) onların verimli alanlarda istihdam edilmeleri için gerekli zeminin hazırlanması lazım. Hem eşit eğitim imkânı verilmeli ve hem de katma değeri yüksek işlerde çalışmalarına fırsat veren yatırımlar yapılmalı.
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, Türkiye'nin hedef büyütmesi şart oldu. Dünya ciddi bir rekabet döneminden geçiyor. "Küçük olsun benim olsun" diyeni cezalandıran acımasız bir dönem bu dönem.
Ülkeyi idare edenlerden üniversitelere, sanayiciden sivil toplum kuruluşlarına kadar herkes ve her kesimin bu konuya odaklanması ve şartları iyileştirici kararların alınması hususunda kafa yorması gerekiyor. Doğru stratejilerle doğru sonuçlara varmak mümkün. O stratejiler olsaydı bugün sokakta dolaşan bir milyona yakın işsiz üniversite mezunu genç olmazdı!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.