Girişimciyim! Girişimcisin! Girişimci!

A -
A +

Türk zekâsının sınır tanımazlığını bilmeyen mi var? Öğrenciyse kopya çekmenin envai çeşidini bilir. Çalışansa, kaytarmanın en alasını. Sosyal hayatta da öyle; ezikliğini gizlemekte mahirdir. Yükünü göğe kayıverir hemencecik! Ticari zekâsı da kıvraktır haa, onu da söyleyeyim. Ustasından ya da patronundan bir şey öğrenmeye görsün. Ayrılıp yeni bir dükkân açar eski çalıştığı yerin hemen dibinde. Fakat bu zekâ makbul bir zekâ değildir. Akılla ilişkilendirilmemiştir bir kere. Türk insanı gözüyle düşünür.?Ne?gördüyse?o!?Hesap yok, plan yok, strateji yok! Çevresinde para kazanan birini görmeye görsün, hemen soyunuverir onun işini yapmaya. Yahu, bir bak etrafına. Bu iş sürdürülebilir bir iş mi? Aldığın onca riske değer mi? Yok: "Bak adam kazanıyor! Ben niye kazanmayayım?" Ondan sonra gelsin sıkıntı, gelsin iflas! Ağlama, sızlamanın bini bir para. Türkiye kalkınsın ve fert başına düşen milli gelir 25 bin dolar olsun isteniyorsa, bu; girişimci olmadan olmaz. Bu da bir başka gerçeği Türkiye'nin. Ne yazık ki girişimci kültürü yok! Girişimci, bir hizmet ya da malı üretmek maksadıyla sermaye koyan ve risk alan kişiye denir; bu doğru. Fakat üretimden satışa, sermayeden insan kaynaklarına kadar planlama da yapmak gerekiyor girişimci olmak için. Bizde bu yok işte. "Adam kazanıyor ya" deyip risk alıyoruz. Ondan sonra da saçımızı başımızı yoluyoruz! Türkiye'nin bunlara tahammülü kalmadı artık. Ciddi işler yapması şart oldu. Devir akıllı işler yapma devri. Hemen belirteyim ki, Türkiye planlı hayatı öğrendi. En azından kurumlar öğrendi bunu. Şimdi tabana yayma vakti. KOSGEB'in koordinatörlüğünde faaliyet gösteren Girişimcilik Konseyi ilk çalıştayını (ortak akıl toplantısı) geçen hafta sonu Abant'ta yaptı. Kimler yoktu ki. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu başta olmak üzere tüm kamu ve sivil toplum örgüt temsilcileri oradaydı. KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan ev sahibi olarak zaten oradaydı. Girişimcinin önünü açmak için beyin fırtınası estirildi. Türkiye'nin zaman ve para kaybına tahammülü kalmadı. Doğru projelere yeterli finansmanı yatırması gerekiyor artık. Da... hazır değil buna! Girişimci kültürünün değişmesi lazım bir kere. "İki dönüm bostan, yan gel yat Osman" devri bitti. Gözleriyle değil, aklıyla düşünmesi gerekiyor bundan sonraki?neslin.?O?da?planlamayla mümkün. Ki, bu görevi kalkınma ajanslarının üstlenmesi lazım. Bölgenin stratejik kalkınma planını hazırlayıp ekonominin baş aktörü olan girişimcilere bu plana uygun roller vermeye başlamalılar bir an önce. Girişimcinin "ustadan gördüğü"yle hareket etmeyi bırakıp; "global dünyadaki gelişmelerden okuduğuyla" hareket etme vakti geldi. Bildik işleri değil, farklı işleri yapması şart oldu yani. KOSGEB'in 70 saatlik bir eğitimden sonra girişimcilere destek vermesi bu yönden önemli. Girişimcinin finansmana olduğu kadar bilgiye de ihtiyacı var çünkü. KOSGEB'in tamamlandığında sertifika da verdiği bu eğitimlerin faydası tartışılmaz. 30 bini hibe, geriye kalanı faizsiz ödemeli olan 100 bin lira tutarındaki desteği de öyle fakat yeterli değil bunlar. Sözün özü: Girişimcinin daha fazla bilgilendirilmesi ve desteklenmesi gerekiyor. Bu da ancak kamu desteğinin arttırılmasıyla mümkün.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.