Göğüs kabartan aktiviteler
Bir Türk vatandaşı olarak yapılan bu güzel işleri görür de nasıl mutlu olmaz insan? 5 bin muhasebecinin katıldığı kongre daha iki gün önce bitti. Bugün "Dünya Türk İşadamları Kurultayı" toplanıyor. İstanbul'un öyle yoğun gündemi var ki, soluk almak mümkün değil. "Dünya Türk İşadamları Kurultayı" bitti bitiyor derken ardından hemen 20 Kasım 2006 Pazartesi günü KalDer'in "15. Kalite Kongresi" başlıyor ve dört gün sürecek bu kongre. MÜSİAD'ın organize ettiği uluslararası fuar ve "İş Forumu Kongresi" de aynı tarihlerde; 22 Kasım 2006'da başlayacak olan "İş Forumu Kongresi" 25 Kasım 2006'da sona erecek. 26 Kasım 2006'ya kadar devam edecek olan 11. MÜSİAD Fuarı ise 23 Kasım 2006 günü başlıyor. 7-8 Aralık 2006 tarihleri arasında yapılacak olan "7. Pazarlama Zirvesi" var sırada bir de. Bunlar Türkiye için çok önemli gelişmeler. Bilgi alışverişi yapılıyor bu zeminlerde her şeyden önce. Hadi, turizm sektörüne taze kan pompalamasını bir yana bırakalım, diyelim; Türkiye'nin tanıtımı için bulunmaz bir fırsat bu kongre ve fuarların her birisi. Türkiye artık inovasyon sistemini konuşuyorsa; bu ekonomik etkinlikler sayesinde konuşuyor ve ihtiyaç duyduğu ortak aklı yine bu aktivitelerin ışığında buluyor. Sürdürülebilir kalkınma için lazım olan yol haritasını da bu bilgiler sayesinde çiziyor. Yeni düşüncelerin ortaya çıkması için bu kongrelerden daha önemli ne olabilir ki? Türkiye, bugün değilse bile önümüzdeki senelerde estirilen bu beyin fırtınalarının meyvelerini kesinlikle toplayacaktır. Hem de kalite, verimlilik ve istihdam yönünden başarılı bir hasat olacaktır bu mutlaka. İpekyolu misyonu Tarihî İpekyolu misyonunu yeniden canlandırmaya çalıştıklarını söyleyen MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat, fuarın hazırlık safhasında 24 ülkeye heyetler gönderdiklerini söyledi. Şayet bugün 55 ülkeden bin 500 alıcı iş adamı ile 40 kadar yabancı gazeteci Türkiye'ye geliyorsa, işte o ziyaretler sayesinde geliyorlar. Bolat, Türk firmalarının bu fuarda alacakları siparişin 2 milyar dolar civarında olacağını tahmin ettiklerini de söyledi ki, yeme de yanında yat! Fuar deyip geçmeyin. İlki, 1993 senesinde İzmir'de gerçekleştirilen MÜSİAD Fuarı bu sene on birincisini gerçekleştiriyor ve o günden bu yana metre kare olarak yüzde 50 büyüme göstermiş. Yabancı katılımcı sayısında ise 3 kat artış var. Ömer Bolat, bu seneki fuara 150 bin katılımcı beklediklerini söyledi ki, hiç de fena bir rakam değil. Siyasetçi siyaset yapar; iş adamı da iş!.. Bendenizi gururlandıran ve aynı zamanda ümitlendiren esas nokta işte burası. Geçmişte siyasetçiden her şeyi yapması beklenir, iş adamı dahil herkes yan gelip yatardı. Şimdi öyle değil ama... Yüzlerce sivil toplum kuruluşu (STK) arı gibi çalışıyor. Kimi fuar, kimi kongre, kimi zirve diyor ve vızır vızır dolaşıyor. Eh, bu koşuşturmanın sonunda, tıkanıp hükümete "Tıkandım! Önümü aç" diye maruzat bildirenler oluyor. Bu, ne güzel bir şey! Herkes işini yapıyor. Bazen iş adamı tıkanıp hükümetten destek isteyecek; bazen de hükümet tıkanıp işadamından, daha doğrusu sivil inisiyatiften yardım talep edecek!.. Eğer tek taraflı olursa, "körler sağırlar; birbirini ağırlar" vaziyeti doğar ki, hiç istenmeyen bir şeydir bu. Burada dikkat edilmesi gereken bir konu daha var aslında da nedense hep göz ardı ediliyor bu. Tanıtım! Bunca aktiviteye rağmen Türkiye hâlâ pek bilinmiyor ve yurt dışına gidip yabancı iş adamlarını ve şirket temsilcilerini ülkemize davet eden heyetler hep "Terör" korkusu ve dolayısıyla, "Can güvenliği" endişesi taşıyan insanlarla karşılaşıyorlar. Neden? Fransa, İspanya ve diğer Avrupa ülkeleri ne kadar terör yaşıyorsa Türkiye'de o kadar muhatap oluyor bu bela ile ama Türkiye'nin adı çıkmış bir kere. Herkes, korkuyor! Sanki, Türkiye'de kan gövdeyi götürüyor! Şayet bu yersiz endişe ve korkular ortadan kalkmış olsa, Türkiye yabancı yatırımcı akınına uğrayacak ama maalesef olmuyor bir türlü. Oturduğun yerden, "Bizde korkacak bir şey yok. Gelin" demenin bir anlamı yok tabii. O adamları korku ve endişelerinden kurtaracak bir eylem lazım. Bunun gerçekleştiği gün bilin ki, Türkiye uçmuştur!