Görünmeyen kıta
İnternet dünyası ve siber ekonomi baş döndürücü bir hızla değişip gelişiyor. "Bay Strateji" namıyla ünlenen Japon strateji gurusu Kenichi Ohmea'nın "Görünmeyen Kıta" adını verdiği bu dünya çoğu kimsenin ağzını sulandırıyor ama şartları ağır, herkes vatandaş olamıyor. Görünmeyen kıtaya girişin tek yolu internet. Toprağı olmayan bu yeni kıtanın meydana gelmesine teknolojik atılımlar öncülük etti ve yaşanan değişim geri döndürülemez bir nitelik kazandırdı ona. Bu kıtaya gidenler, Amerika kıtasına zengin olmak için gidenlere hiç benzemiyorlar. Daha iddialılar; dünyaya sahip olmak istiyorlar. Yeni kıtanın kurucusu malum, Microsoft'un milyarder patronu Bill Gates. Şimdi, 19 yaşındaki ABD'li bilgisayar dâhisi Blake Ross onun tahtını sallıyor. 17 yaşındayken tasarladığı 'Firefox' adlı yazılım, Microsoft'un ünlü 'Internet Explorer'ı kadar çok kullanılıyor. Dünyanın en popüler ikinci sürücüsü unvanını taşıyan Firefox'un tasarımcısı Ross, 10 yaşında web sayfası hazırladı, 14'ünde ise bilgisayar şirketi Netcape'ten iş teklifi aldı ve şimdi rakiplerinden daha çok para kazanıyor. Görünmeyen yeni kıtanın hedefiyle sınırları olmayan serbest ticaretin hedefi tıpatıp aynı: Sınırsız ekonomi. İstanbul'da internete giren birisi, ticari projesi için Almanya'daki bir uzmandan destek alabiliyor. İstediği modelin siparişini Singapur'daki fabrikaya veriyor ve navlun hizmetini uluslararası kargo veya lojistik şirketlerinden karşılayıp malın İngiltere'deki müşteriye teslimini kolayca sağlıyor. Mal ve hizmet bedellerini 'one line' ödemek bile mümkün. İnternet üzerinden fatura tanzimi ise hiç problem değil. Bu ticareti herhangi bir gümrük kısıtlamasına tâbi tutmak neredeyse imkânsız hale geldi. Bu kıtadan ve onun aktörlerinden bahsetmemin sebebi, Türkiye. Bugün dünyadaki bilgisayar ve bilgi teknolojisinde istihdam edilen Hintli sayısı milyonlarla ifade ediliyor. Neden Türkler olmasın? Uyumsoft Genel Müdürü Mehmet Önder geldi geçen gün ziyaretime. Türkiye'de başarılı yazılım mühendisleri varmış mesela. Fakat bu, sadece bugünün ihtiyacını karşılayan bir kadro. Halbuki, önümüzdeki yıllarda AB müktesebatı işlerlik kazanıp yabancı sermaye geldiğinde; başta KOBİ'ler olmak üzere tüm firmalar değişim yaşayacaklar. Nasıl olacak bu AB şirketlerine uyum? Yeni programlarla tabii. Türkiye'nin bilgisayar ve iletişim teknolojisinde önü açık aslında. Elektrik ve elektronik sanayii hızla gelişiyor. Teknolojiyi takip eden bir kadro ve yazılım mühendisleri de var. Yeter ki, siber altyapıya bir miktar daha yatırım yapılsın. Şayet bu yapılırsa Türkiye yarın AB içinde iddialı bir konuma gelir ve yeni kıtanın küresel ekonomisinde aktif rol oynar. Yine Mehmet Önder'den öğrendiğime göre, KOBİ'lere verilen 10 bin euro tutarındaki kredi 5 bin euroya çekilmiş. Sebep, suiistimal! KOSGEB Başkanı Erkan Gürkan, aktif bir bürokrat. İş adamı mantığıyla hareket eder hep. Başarıları saymakla bitmez. Ama, bir yere gelince tıkanıyor demek ki. Halbuki kredilerin artırılması lazım. Artırılmalı ki, KOBİ'ler AB ekonomisine entegre olsun. MI ACABA?!. Range Rover cipi olan çek senet çete üyesinin üzerinden yeşil kart çıkmış... Adam sanki çete üyesi değil de siyasetçi! Baykal, Sarıgül için "CHP'ye konulan tahrip kalıbıdır" demiş... Kendisi de sabun kalıbı, herkesi kaydırıyor! Bilim adamlarına göre fazla egzersiz insanın sınırlı enerjisini tüketip ömrü kısaltıyormuş... Ömrü esas kısaltan, bilim adamlarının birbirini tutmayan sözleri! İngiliz gazetesi The Times, "Haremi yanlış anlamışız! Haremdeki kadınlar seks kölesi değilmiş" demiş... İşine geldi mi öyle, gelmedi mi böyle konuşana bizde "sinsi hilekâr" dendiğini de ben söyleyeyim bari! * Bu bayram Türklerin gideceği Dubai'de herkes Türkçe konuşacakmış... İstanbul'da uluslararası Alışveriş Fuarı" açan olsa herkes Türkiye'ye gelirdi ama yok! * En çok vergiyi yine Türk çalışanı ödemiş... Hesaba bir de dolaysız vergiler konsun ki, işçinin süpermenliği tam çıksın ortaya!