Haşema ve demokrasi

A -
A +

Şöyle geriye dönüp baktığınız oluyor mu hiç? Bendeniz bakıyorum mesela. Görüntüler hoş değilse bile, ibret verici. Tavsiye ederim, siz de bakın. Bir zamanlar başta medya olmak üzere bütün toplum "Denize haşema ile giren vatandaş"la yatıp onunla kalkıyordu! Haşema ne mene bir şeyse?!. "Özgürlük" diyor; "İnsan hakları" diyor; "Demokrasi" diyor ondan sonra da haşema ile denize girenlere veryansın ediyorduk. "Ediyorduk" diyorum; çünkü, medya da bu işin goygoyculuğunu yapıyordu. Ha, bir haber özelliği vardı tabii. O cihetten bakınca, bir diyeceğim yok. Varsın yapsınlar ama "Laiklik elden gidiyor" diye yaygara yapmanın ne anlamı var? Hadi diyelim ki, "Bu işten kimse para kazanmasın" istiyorsun ve iki satır olumlu yazı yazmıyorsun. Bunu bir yerde anlayabiliyor insan. Da... bir ideolojinin bayraktarlığını yapmak uğruna bu kadar düşmanlık yapmayı anlamak gerçekten zor. Neyin bayraktarlığını yapıyorsun? Medyaya kızdığım nokta bu nokta işte. Birileri denize haşema ile girdi diye demokrasi elden neden gitsin ki?!. Adam inancı gereği öyle giriyor. Saygı duy be adam. Yok! İlla beyefendinin tarif ettiği kıyafetle gireceksin! Demokrasi bunun neresinde? Hele bir de alternatif turizm imkanı sunan oteller vardı. O tesislerin bacasından girip çektiği resimleri basarak, "Burada haremlik selamlık yapılıyor" başlığıyla çarşaf çarşaf yayın yapan gazetelere ne demeli?!. Hedef göstermelerine yani. Kendisi "gay" olsa dahi kimsenin bir şey deme hakkı yok ama biri kalkıp denize haşema ile girme gafletinde bulunursa (!) bizimki demediğini bırakmayacak! Bu yanlı davranış biçimini sadece medya sergilese "eh" dersin. Başka ne beklenir ki! Gülüp geçersin. Ne yazık ki, siyaset de öyleydi. Hatta, siyaset medyadan da acımasız ve katı idi. Çıkardığı kanunlara "içki vermeyen otellere beş yıldız verilmez" maddesi koyup, alternatif turizmi doğmadan ölmeye mahkum ediyordu. Bunlar, ekonomik düşüncenin değil, ideolojik bakışın bir ürünüydü tabii. Ekonomik düşünen bir kanun koyucu böyle bir şeye öncelik verip asla komik duruma düşmez ama dedim ya bizim kanun koyucunun işi ekonomi falan değildi! Varsa yoksa ideoloji!.. 3 sene kadar önce çıkarılan bir kanunla alkolsüz otellere de beş yıldız verilmeye başlandı da Türkiye muhafazakâr kesime hizmet sunan süper otellere kavuştu birer ikişer. Hâlâ bir elin parmak sayısını geçmez bu otel adedi ama en azından yol açıldı. Bundan sonra arz talep dengesi işleyecek ve talep kadar otel inşa edilecektir. Sah inn Paradise de bu beş yıldızlı otellerden biri. Antalya'nın Mavikent-Kumluca mevkiinde faaliyet gösteriyor. Tanıtım broşürlerini gördüm. Müthiş. Otelin işletmecisi Kamer Holding. Kamer Holding Yönetim Kurulu Başkanı Özer Severcan, otelin 167 bin metrekarelik bir alana kurulu olduğunu ve 400 metre uzunluğunda bir plajı bulunduğunu söyledi. Önümüzdeki günlerde Antalya'ya gideceğim. Kumluca'ya da uğrayıp 404 yataklı Sah inn Paradise Oteli'ni göreceğim. Kayda değer özellikleri varsa size de anlatırım. Bekleyin.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.