Adam hasta... hem de kronik hasta; fakat, farkında değil bunun. Nasıl farkında olsun ki, ne doktora gidiyor ne de "yahu ben niye böyleyim" deyip takatsizliğinin nedenini merak ediyor! Bu ihmalkârların sayısı üç-beş kişiyle sınırlı olsa, "Eh" dersin. "Kendi düşen ağlamaz." Durum hiç öyle değil ama; fena. Fena da söz mü? Vahim! Türkiye'de 22 milyon erişkinin bir veya birden fazla kronik rahatsızlığı var. Bunların 15 milyonu hiper tansiyon hastası ve dediğim gibi çoğu farkında değil hastalığının! İyi mi? Hastalığının farkında olanların durumu da pek parlak değil ha, onu da söyleyeyim. Hastanın hastalığını tanıması şart bir kere. Ayrıca, doktorun telkin ve tavsiyelerine de harfiyen riayet etmesi lazım. Da.. hani? Uyan yok ki! Kimi ilacı bırakıp ot veya muadili şeylerle iyileşme sevdasına kapılıyor. Kimi de leblebi gibi antibiyotik kullanarak kavuşmaya çalışıyor sağlığına! Antibiyotik manyağı âdeta! Birçok hastalık mevcut ve bu hastalıklara neden olan sayısız mikrop var. Her hastalığın antibiyotiği farklı, bunu iyi bilip ona göre hareket etmek lazım. Antibiyotiğin kelime anlamı: "Hayata karşı!" Antibiyotik, virüsün yaşamasını önlüyor ya, o sebepten deniliyor zaten, "hayata karşı" diye. Ancak, o mikrobu vücudunda taşıyan canlı var bir de. En başta insan. Doğru kullanılmayan antibiyotik, kullanan kişinin vücudunda hasarlara neden oluyor! Farzımuhal hasta, antibiyotiği gerektiği kadar kullanmadı diyelim. Virüs geri çekiliyor ve antibiyotik kullanımı biter bitmez tekrar çıkıyor. Hem de güçlenmiş bir vaziyette. Karakteri de değişiyor tabii. Bazen hiç tanınmayan ve antibiyotiği olmayan bir virüs olarak çıkıyor hem de. Fazla kullanıldığında da öyle; en başta karaciğer ve böbrek ciddi zarar görüyor. Çok dikkat etmek lazım. Sonbahar geldi çattı. Grip mevsimi yani. Dünyadaki gripten ölüm oranı, 2 binde bir. Bilhassa 6 ay ve 5 yaş arası çocuklar ile 65 yaş üzerindeki yaşlılar risk grubunda. Mutlaka aşılanmaları gerekiyor. Hakeza, diyabeti olanlar. Kronik akciğer ve böbrek yetmezliği çekenler ve karaciğer hastaları. Ayrıca, romatizmal hastalığı olanlar ve kanser hastaları da tabii. Kesinlikle aşı olmalı bu hastalar. Antalya'da gerçekleştirilen 12. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi'nde bine yakın iç hastalıkları uzmanının tartıştığı konular yalnız bunlar değildi tabii. Diyetten obeziteye, diyabetten kemik erimesine kadar her şey konuşulup tartışıldı. Fakat, ben TİHUD Başkanı Prof. Dr. Erdal Akalın'ın pratik ve bir o kadar da faydalı bir tavsiyesi ile noktalamak istiyorum yazımı. Sigara içmeyin. Doğru beslenin. Asansöre binmek yerine yürüyün!