Hatadan dönme vakti

A -
A +

Kooperatif şart mıdır? Evet şarttır. Türkiye'de kooperatifçiliğin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması lazım. Doğru, geçmiş uygulamalar bekleneni vermedi ama bu demek değil ki, kooperatifçilik işe yaramaz. Tam aksi. Yarıyor. Hem de çok. Yeter ki doğru uygulansın. Avrupa ülkelerinin hemen hepsi kooperatiflerle büyüdü ve birçok kooperatif holding ve banka sahibi bugün. 16 Ekim malum, Dünya Gıda Günü. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) her yıl farklı bir temayı masaya yatırıyor. Bu seneki ana teması şu: "Tarım Kooperatifleri Dünyayı Beslemenin Anahtarı Kooperatiflerdir." Açlık, dünyanın en büyük problemlerinden biri. Bugün dünyada 1 milyar insan aç. 1996 yılında 840 milyondu bu rakam. Her geçen yıl artıyor yani. Nasıl artmasın? Bir taraftan mevsim değişikliği, bir taraftan kuraklık. Bütün bunlar gıda fiyatlarının artışına neden oldu. Biyoyakıt politikaları da bunun üstüne tüy dikti tabii. De... esas neden gıdada oynanan oyun. Spekülatörlerin fazla kâr hırsı, ucuzlayacaksa da pahalılaştırıyor ürün fiyatlarını. Bütün bunların önüne kooperatifleşmeyle geçmek mümkün. Çünkü kooperatiflerin maliyetleri aşağı çekme, ürün çeşidini arttırma, kaliteyi yükseltme ve pazara ulaşımı kolaylaştırma gibi sayısız fonksiyonu var. Ayrıca, spekülasyonu da önlüyor bu sistem. Türkiye Gıda İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Başkanı Necdet Buzbaş, dünyada 750 bin kooperatif bulunduğuna dikkat çekerek; "Bu kooperatiflerin yüzde 10'u Türkiye'de" dedi. "Fakat işin vahametine bakın ki; bugün dünyada 800 milyon kooperatif üyesi var ve Türkiye'deki üye sayısı 8 milyon!" Bari o 8 milyon üye kooperatiflerden bihakkın istifade etseydi. O da yok! Çoğu tabela kooperatifi. Ya da belli bir müddet sonra faaliyetini donduran cinsi. Türkiye'nin geçmiş hatalardan ders çıkarması ve dünyadaki başarılı uygulamaları kendine örnek alması gerekiyor. TÜGİS Başkanı Necdet Buzbaş "Türkiye Kooperatifçilik Strateji Belgesi" hazırladıklarını söyledi. İyi bir başlangıç. Bunun arkasının getirilmesi lazım. Sadece gıdada değil ha; onu da söyleyeyim. Diğer üretim alanlarında olduğu gibi tüketicinin de kooperatif çatısı altında toplanması gerekiyor. Tarafların haklarını savunmaları ve taleplerini dinletebilmeleri için şart bu. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri Brüksel'de toplantı üstüne toplantı yapıyor. Bu toplantıların baş aktörleri siyasetçiler ya da AB Parlamentosu değil; kooperatif temsilcileri. Kooperatif yetkilileri Brüksel'de bir araya geliyor ve zeytinden mısıra, şekerden pamuğa, üzümden buğdaya hangi ülkenin ne miktarda üretim yapacağını karara bağlıyorlar. Sivil inisiyatifin elinde yani üretim ve tüketim. Dev şirketlerin karşısında kooperatiflerin eli güçleniyor böylece ve şartlarını kabul ettiriyorlar çatır çatır. Türkiye'nin de çiftçisini, besicisini, süt üreticisini ve tüketicisini korumak için kooperatifleşmesi lazım. Yoksa, büyük şirketlerin para hırsı piyasayı ele geçirir ve ülke fakirleştikçe fakirleşir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.