1 Ocak 2009 Perşembe günü Ankara'da yaşanan vahim olayla uyandık. Facia! Yedi üniversiteli genç doğal gazdan zehirlenmişti. 2 Ocak 2009 tarihinde Fatih'te iki kişi daha zehirlendi. Birinci faciada bacaya takılan boru çürüyüp yırtılmış ve evin içine sızan karbonmonoksit gazı gençlerin zehirlenmesine neden olmuştu. İkinci olay da pek farklı değildi esasında. Dairenin menfezi yoktu bir kere. Ayrıca, kombi bacasının üzerinde baca şapkası da. Kombi-baca arasındaki esnek bağlantıda da problem vardı; 2002'den bu yana yasak olan alüminyum fleks kullanılmıştı. Biz toplum olarak "balık hafızalı"yız! Maalesef öyle. Doğal gaz bu yahu. Ateş yani. Ateşle şaka olur mu? Yahut da bu işin ihmale gelir yanı var mı? 19 yılda Ankara'da 100 kişi doğal gaz zehirlenmesi nedeniyle hayatını kaybetmiş. O hadiseleri görüp duymamıza rağmen tedbir almamışız da bu son olaydan mı ders alacağız? Varsa yoksa bağcı dövmek! Türkiye'de birçok hane doğal gazla ısınıyor. Kimi 10 sene önce bağlatmış kombisini, kimi 15. Bu kadar senede bazı cihazlar miadını dolduruyor, bazıları ise yağmurdan yaştan hasar görüp fonksiyonunu kaybediyor. Bu tür aletlerin her sene bakımdan geçmesi lazım. Nerde? Medya konuyu gündeme taşıdı. Bu doğru ama sansasyonel bir şekilde taşıdı ve orada bıraktı. Elin memleketinde böyle bir vaka meydana geldiğinde medya en önde hareket ediyor mutlaka ama bizdeki gibi sadece birinin kellesini koparıp unutmuyor olayı. Uzmanları çağırıyor, bu konuda söz sahibi olan kişileri bulup konuşturuyor ve bu nahoş hadiselerin tekerrür etmemesi için vatandaşın aydınlanmasına yardımcı oluyor. Hatta, eksik varsa, o boşluğu dolduran kanunun çıkmasını sağlıyor. Bizde öyle mi ya? "Sorumlu istifa etsin" diye diye Başkent Doğalgaz A.Ş. Genel Müdürü Veysel Karani Demir'in istifa etmesi sağlandı. "İstifa" çığırtkanlığı yapan medya leşkerleri, "Gündemi yine biz belirledik" deyip kasım kasım kasıldı. Ne de olsa egosu tatmin olmuştu! Şimdi böyle yazdım diye Veysel Karani Demir'i savunduğumu sanmayın sakın. İyi oldu, etsin tabii. De... ne işe yaradı? İstifası belki o gençlerin yakınlarının yüreğine bir nebze su serpti. Fakat, bundan sonra kaybedeceklerimiz için ne yaptık? Ben onu soruyorum. Hiç olmazsa, Makine Mühendisleri Odası'nın web sitesine girip neler yapılması gerektiğinin öğrenilmesi tavsiye edilebilirdi vatandaşa. O dahi yapılmadı! Ha, bu bizim "balık hafızalı" oluşumuz sadece doğal gazla sınırlı değil; onu da söyleyeyim. Her işimizde ihmal ve kusur var. Yumurta kapıya gelmeden bir şey yapmıyoruz ve genellikle de o vakte kadar iş işten geçmiş oluyor.