İğne-çuvaldız meselesi

A -
A +

Geçen makalemde, Taha Holding sahiplerinden Vahap Küçük'ün sözlerinden bahsedeceğimi bildirmiştim. Vahap Küçük, çok farklı bir insan. Cömertlikten çalışkanlığa, vizyondan başarıya, tevazudan hoşgörüye uzanan sayısız hasletleri var bir kere. Fakat, bir özelliği var ki, esas farkı o; bayılıyorum doğrusu: Müthiş bir insan sevgisine sahip. Ayrıca, insanları dinlemesini de çok iyi biliyor. Gözlerinin içi ışıl ışıl... İşini, aşk derecesinde sevdiğini de söylemeliyim. İnsanlara güzel, kaliteli, sağlıklı ve sağlam ürün sunmayı "ibadet" sayıyor. Ar-Ge çalışmaları sonunda kaliteli bir kumaş ürettiğinde veya insan bedenine uygun bir giysi tasarımı yaptığında ibadet etmiş gibi seviniyor. "Gibi"si fazla aslında. İnsanlara hizmet etmek ibadet değil mi zaten? Vahap Küçük Expo Channel'deki programda dobra dobra konuşmasıyla takdir topladı. Bugünlerde birçok iş adamı aynı sözleri tekrarlıyor belki de ama Küçük'ün itirafı (buna sitemi demek daha doğru aslında) öyle içten ve öyle samimi idi ki, hayran kaldım. "Keşke" dedi Vahap Küçük. "Keşke sanayicilerimiz geçmişte müşteriyi enayi yerine koymasaydı!" Başkasına iğneyi batırıyorsan, kendine de çuvaldızı batırmalısın! Konu, Türk halkının Türk ürünleri yerine yabancı markaları tercih etmesinden açılmış ve dönüp dolaşıp "tüketici mi, yoksa üretici mi haklı"ya gelip takılmıştı. İşte, tam bu noktada söyledi bu sözü Taha Küçük. Tamam, vatandaş Türkiye'de üretilen ürünü tüketsin ama neden yapsın bunu? Şayet, sanayici onu -amiyane tabirle- enayi yerine koyuyorsa, tüketici neden o sanayicinin ürettiği ürünü kullanarak onu ödüllendirsin ki? Arz talep meselesi! "Bana kaliteli ürün sun, senin en sadık müşterin olayım." Eğer, durum böyle değilse, müşteri kendisine sağlam ve kaliteli ürün sunan yere gider. Bu kadar basit!.. Türk tüketicisi tepkisini böyle bir sağduyu ile vermişse, sanayicinin bu tepkiyi öpüp başına koyması lazım. Bir nevi ikaz. Ona doğru yolu göstermenin başka çaresi de yok çünkü. Vahap Küçük, bu tepkiyi kendisi ve sahip olduğu işletme için nimet sayan bir sanayici profili çizdi o gün programda. Fırsatçılık doğru mu? LC Waikiki, bilindiği gibi bir Fransız markası. Bütün Avrupa tanıyor bu markayı. Geçen senelerde Taha Holding bastırdı parayı ve bu markayı satın aldı. LCW, Taha Holding'e geçtikten sonra daha bir itibarlı oldu. Çünkü, tasarımdan modaya, kumaştan düğmeye, desenden çizgiye... büyük bir titizlikle hazırlanıyor ve sunuluyor artık tüketicinin beğenisine. Böylesine işine dikkat eden bir işletme sahibi, rekabetten korkar mı? Asla. Taha Küçük de Çin'i bir rakip değil, fırsatlar ülkesi olarak değerlendiriyor. Mademki, Çin'in ucuz ürünü ve ucuz işçiliği var, neden ondan faydalanmayayım? Bu fikirden hareket eden Taha Holding Mısır'da bir fabrika açtı. Gerekirse bir tane daha açacaklarını söyledi Vahap Küçük. O söyleyince öğrendim, Mısır'da fabrika açmak, işletmeye sadece ucuz işçi avantajı sağlamıyor. Vergi, düşük maliyetli enerji kullanma imkanı ve hepsinden önemlisi kota fırsatı da veriyor. Serbest Bölge'de üretim yaptıkları zaman sıfır vergi kolaylığı elde ediyorlarmış ki, yeme de yanında yat!.. Vahap Küçük konuştukça içim genişledi, coştum. Bir Türk müteşebbisi fırsatları görebiliyor ve müşteri memnuniyetini kendine şiar edinip rekabetten korkmuyor. Bu ne mükemmel bir şey?!. Sohbet esnasında döviz kurundaki artışı sordum kendisine. Bu gelişme acaba tekstilciye soluk aldırır mı? "Hem de nasıl" dedi Vahap Küçük. "Yeter ki, kurdaki artışı fırsat bilip fiyatları indiren olmasın." Öyle ya, bizim sanayicinin böyle garip bir alışkanlığı daha var. Rekabeti, düşük fiyat vermek sanıyor adam. Sanayici gitmiş, müşteri bulup kendisine kâr etme imkanı veren makul bir fiyat çekmiş. Öbürü de aynı müşteriye gidip "O beşe yaparsa, ben üçe yaparım" diye fiyat kırıyor! Doğru bir şey mi bu? Ama yapıyor işte. Küçük'ün bir temennisi daha var ki, paylaşmamak elde değil. Döviz kurundaki artışı bahane edip iç piyasada fiyatları artırmak! Geçmişte bütün bunlar yaşandığı için insan korkuyor ister istemez!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.