Gelenek oldu. Her sene bu günler TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) üyesi 100 kadar ekonomi muhabir ve yazarıyla, Kocaeli-Kartepe'de bir araya gelip ekonomik gelişmeleri değerlendiriyor. Faydalı tabii. Bir milyon 300 bin üyesi olan bir kurumun en tepesindeki kişinin ekonominin geçen sene nasıl bir performans gösterdiğini ve bu seneki beklentileri değerlendirmesi faydalı olmaz olur mu? Bu sene dördüncüsü yapılan "Ekonomi Zirvesi" de çok faydalı oldu. Hisarcıklıoğlu, yine The Green Park'ta gerçekleştirilen zirvede çok önemli konulara parmak bastıysa da vurguladığı iki mevzua dikkatinizi çekip noktalayacağım bu konuyu. Hisarcıklıoğlu, "Bizimkisi sanayicilikten ziyade komisyonculuk" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk sanayicisi Çinlinin, Hindistanlının, Pakistanlının komisyoncusu oldu. Gerçekleştirdiği ara mal ithalatı yüzde 69 olan bir sanayiden başka ne beklenir ki?" Televizyon üretimi en bariz örnek. Avrupa'da satılan iki televizyondan biri Türk malı ama tüp üretemediği için yüzde 15 katma değerle üretim yapmaya mecbur kaldı. Şimdi ise Doğu Avrupalı üreticiler kapıyor o büyük pazarı. Hisarcıklıoğlu, her şeye rağmen Türkiye'nin dış ticarette gösterdiği başarının küçümsenmeyecek bir başarı olduğunun altını çizdikten sonra, "Ama" dedi. "İhracat artarken, ülkenin rekabetçi gücünü artıran politikalar üretilemedi maalesef. Orta ve yüksek beceri isteyen ürün ihracatı çok düşük!" Hisarcıklıoğlu'nun ikinci tespiti ise Türk insanının müteşebbis ruhu ile ilgiliydi. "İnsanımıza güvenim sonsuz" diyen TOBB Başkanı, Türk dönercisinin Almanya'da gösterdiği başarıya dikkat çekerek; şöyle konuştu: "Bugün Alman fast fout sektörünün büyük bir bölümü Türk dönercinin eline geçti. Hamburgeri silip süpürdü." Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere. Madem, bu ülkenin çok yetenekli insanları var; hemen hepsi müteşebbis. Başarılı işler de yapıyorlar. O halde neden komisyoncusu oluyor? Türkiye sıfır hata ile otomobil üretiyor mesela. Bu dahi Türk insanının ne kadar yetenekli olduğunu göstermeye yeter de artar bile. Pazar ve müşteri bulmada da başkalarından geri kalan bir tarafı yok. O halde neden sanayici olamıyor? Sanayici olmak için sermaye lazım. Sermayesi yok ki bu ülkenin. Paran yoksa, müteşebbisliğin neye yarar, fasonculuktan başka? Kendi parası yoksa, yabancı sermaye çek bari; o da olmuyor! Olmuyor, çünkü; kayıt dışı engel oluyor yabancının gelişine. Haa, neymiş demek ki? Kayıt dışının kayıt altına alınması gerekiyormuş!.. Yüzde 47 oy alıp gelmiş iktidar partisini dahi kayıt dışı farz eden bir anlayışın ekonomiyi kayıt altına alması mümkün mü? Ülkenin esas handikabı bu bence!