Tarsus sayısız "ilk"lere sahip. İlk tarım Tarsus topraklarında yapılmış mesela. Üniversite de öyle. Harran Üniversitesi'nden önce olduğu söyleniyor. Türkiye'nin ilk elektriği yine Tarsus'ta üretilmiş; bir İtalyan firması tarafından. Danyal Peygamber'in vefat ettiği şehir de Tarsus. Ki, Türkiye'de peygamber kabri bulunan tek şehir. Hıristiyanlığın yayılmasında önemli rol oynayan Saint Paul da Tarsuslu. Bu nedenle Vatikan Tarsus'u "Dünya Başkenti" olarak ilan etti. Hasılı, 9 bin yıllık tarihî geçmişi Tarsus'u medeniyetlerin beşiği yapıyor. Daha 10 sene öncesine kadar Tarsus halkına mesire yeri olarak hizmet veren Gözlükule, M.Ö. 5 bin yılına ait bir kümbetmiş de kimsenin haberi yokmuş. Mısır'dan deniz yoluyla Tarsus'a gelen Kleopatra ile Doğu Romalı Antonius'un buluşma yerine inşa edilen Kleopatra Kapısı hâlâ dimdik ayakta. Yılanların şahı olarak bilinen Şahmeran yine Tarsus'a ait efsanelerden biri. Şahmeran'ın başının kesilerek öldürüldüğü Roma Hamamı yine Tarsus'ta. Bir de Roma Yolu var, Tarsus'un antik çağla ilişkisini olduğu gibi gözler önüne seren. Hakeza Amerikan Koleji. 1800'lü yılların sonunda Türkiye'nin çeşitli illerinde öğrenime başlayan bu misyoner okullarının ilki Tarsus'ta açılıyor; sene, 1888. İstanbul ve İzmir'den önce yani. Hele bir Donuktaş Tapınağı var ki, gizemli mi gizemli. Tapınak olduğu bir tahmin. Hâlâ sır dolu. 115 metre uzunluğa, 43 metre genişliğe sahip olan bu yapının insanı hayretler içinde bırakan özellikleri var. 7 metre yükseklikteki bu binanın duvar kalınlığı tamı tamına 6 metre 60 santim. Böyle bir yapının o günün şartlarında nasıl inşa edildiği de bilinmiyor, ne maksatla yapıldığı da. Bilinen tek şey; yapının görenleri hayran bıraktığı. Tarsus Evleri zaten birer sanat şaheseri. Tarsus'ta 230 tescilli bina bulunuyor. Bunların hepsi restore ediliyor. Tarsus'un nasıl bir manevi zenginliğe sahip olduğuna geçen makalemde bir nebze temas etmiştim. Tekrar girmeyeceğim. Tarsus cezerye, humus ve şalgamın anavatanı. Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, bu üç ürünün patentini aldıklarını söyledi. Ayrıca, sırada 13 ürün daha var. Malum, Tarsus çok verimli topraklar üzerinde kurulu bir şehir. Her ürün yetişiyor. Tarsus Beyazı adıyla anılan üzümü bilhassa zikretmeliyim, çok lezzetli. Tarsus kalkınma stratejisini çizerken, turizme öncelik vermiş. Haklı tabii. Taşı toprağı tarih ne de olsa, neden vermesin?.. De... bugünlerde dertli mi dertli. Gaziantep-Adana arasındaki tüm sanayinin kimyevî atıkları Tarsus'ta imha edilecekmiş. Şehir resmen zehirlenecek yani!.. Bir tarafta turizm yatırımları yapacaksınız, organik tarım diyeceksiniz, sonra da birileri gelip o güzelim topraklara atık tesisi inşa edecek! Dam başında saksağan!.. Tarsus'un kimyevi atığı olsa bari; o da yok! İşin garibi, Çevre Bakanlığı'nın bu yanlışa göz yumması. İnanılacak gibi değil ama öyle maalesef; Çevre Bakanlığı "olur" demiş. Yazık!