Ümük" boğaz, gırtlak demek. "Ümük sıkmak" ise boğaz sıkmak anlamına geliyor haliyle. De... "ümük sıkmak" tabiri biraz farklı. Bu ifadenin yerini bulması için eylemin içinde hınç ve öfke de olmalı. Başbakan Erdoğan, "Krizi fırsat bilip ümüğünü sıkalım, derse IMF ile masaya oturmayız" dedi. Tarafları yerli yerine kayacak olursak; "ümüğü sıkılan" Türkiye oluyor; "ümük sıkan" da Uluslararası Para Fonu, yani IMF. Hınç ve öfkeyle tabii. Türkiye ile IMF ilişkileri yeni değil bir kere. 1961'lere uzanıyor. 1 Ocak 1961'de başlayan anlaşmalar yapıldı bozuldu, yapıldı bozuldu ve 19 kere tekrarlanıp taa 2008'in Mayıs ayına kadar geldi. Son iki anlaşma başarıyla tamamlandı. Bunun her ikisi de AK Parti iktidarı döneminde oldu. 4 Şubat 2002'de başlayan 18'inci stand by anlaşmasını 5 Şubat 2005'teki anlaşma takip etti ve aralıksız olarak 3'er yıllık sürelerde uygulandı. Bu uygulamada tarafların başarısı meyvesini verdi ve Türkiye Maliyesi başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşları disiplin altına girdi. İyileştirmeler sadece kamuyla sınırlı kalmadı. Özel sektör de birçok ders çıkardı kendine bu ikili anlaşmalardan. Ayrıca, kimse kimsenin ümüğünü sıkmadan oldu hem de bütün bunlar. IMF Heyeti Türkiye'de. Yeni bir stand by anlaşması olur mu? Hemen belirtmek lazım ki, Türkiye'nin IMF kredisine ihtiyacı yok. Global Kriz dünyayı kasıp kavururken yok hem de. Türkiye mali disiplini öğrenmiş, bankacılık kanunlarını çıkarmış ve finans sektörünü güçlendirmiş bir ülke. Ama bu, Türkiye borç almayacak demek değil ki. Türkiye cari açığını finanse etmek için dış borç almak mecburiyetinde. İşte o vakit IMF'nin referansına ihtiyacı var. Ayrıca, IMF'nin tek fonksiyonu kredi vermek de değil. Anlaşma yaptığı ülkeler hakkında bütün dünyayı bilgilendiriyor ve "Her şey kontrol altında" mesajı veriyor onlara. Bu az uz bir şey değil. Hele, krizin en hararetli döneminde. Gelelim, Başbakan Erdoğan'ın "ümük sıkma" sözüne. Bu ifade sanki biraz abartılı bir ifade oldu. IMF bilhassa para politikalarında disiplinli davranılması için bastırdı ve işlerin zapturapt altına alınmasını sağladı. Bunun nesi kötü? Böyle bir uygulama neden "Ümük sıkma" olsun ki?!. Türkiye'nin IMF ile ihtiyarî stand by anlaşması yapmasında fayda var, zarar yok!.. Haa, işin siyasî boyutu farklı tabii. Siyasetçi, dilediği gibi hareket etmek ister. Yatırım yaptığı veya teşvik verdiği yerden oy gelsin ister. Kısa vadeli düşünür yani. Fakat, bu siyasetçi için faydalı ise de ülke için öyle olmayabilir. Bu noktaya dikkat etmek lazım. Dolayısıyla, şu kritik dönemde IMF'yi geri çevirmenin mantığı yok.