IMF'li mi, IMF'siz mi?

A -
A +

Türkiye 1999-2008 arasında üst üste üç stand-by anlaşması yaptı IMF ile. Eskiden olsa Türkiye; "Aldığım kârım" der; bir, bilemedin ikinci gözden geçirmeden sonra sıvışırdı. Yapmadı. Disiplinli davrandı ve yaklaşık dokuz sene içinde hem IMF ile ilişkilerini sürdürdü, hem de kendisinden istenilenin tamamını değilse bile elinden geleni yerine getirdi. IMF ile birlikte çalışmanın Türkiye'ye sağladığı fayda inkâr edilemeyecek kadar fazla. Da... her şey güllük gülistanlık olmadı. Cari açık mesela. 45 milyar doları bulan cari açık Türkiye'nin başını ağrıtıyor. Bir de iç borç var tabii. Hasılı, Türkiye dış borç almadan yaşayamaz durumda hâlâ. Türkiye'ye kredi açmak isteyenin kendini sağlama alması, en azından 'acaba, geri alabilir miyim' endişesi taşımadan borç vermesi gerekiyor. Yoksa, kim kime borç verir? Türkiye 2003-2008 yılları arasında IMF'den 49.2 milyar dolar kredi kullanıp, buna karşılık 46.6 milyar dolar tutarında geri ödeme yaptı. Bunun 6.5 milyar doları faiz ödemesi. Son stand-by anlaşması geçen haziran ayında sona erdi. Uluslararası Para Fonu (IMF) İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye'nin ekonomik istikrarını perçinlemesi ve geri kalan zafiyetlerini gidermesi çabalarında Fon'un etkili bir rol oynayabileceğini vurguladı. Hevesliler yani. Türkiye ne diyecek buna?!. Türkiye'nin IMF kredilerine ihtiyacı yok artık. İstese, kalan borcu da bir kalemde ödeyip kapatabilir bu işi. Fakat, Türkiye IMF'den değilse bile dış piyasadan borçlanmak zorunda. Her sene 45-50 milyar dolar paranın girmesi lazım ki, cari açıkla yaşamayı sürdürebilsin!.. Zurnanın "zırt" dediği yer burası işte. Türkiye'ye para verecek kurum veya kuruluş şayet IMF'ye soramıyorsa Türkiye'nin hâl ve durumunu, ya borç vermekten vazgeçecek, ya da iş başa düşüp kendi yapacak bu incelemeyi. Dünya kasıp kavruluyor, Türkiye'ye kredi açıp uykusunu kaçırmaktansa, başka ülkeye borç verir adam. Türkiye'nin makro ekonomik dengeleri tutturması, yani, sıkı para politikasına devam etmesi lazım. Bunu bilmeyen yok. Bunun yanı sıra bir de reel ekonomiyi katma değeri yüksek üretim yapmaya hazırlaması gerekiyor. IMF'nin reel ekonominin iyileştirilmesi hususunda fazla bir yardımı olmaz; işi o değil çünkü. Ama Türkiye'nin bu reformları gerçekleştirmek için borç almaya devam etmek gibi bir mecburiyeti var! Borç almak için de IMF'nin referans olması lazım kendisine. Dolayısıyla Türkiye'nin IMF ile ilişkisini kesmesi şimdilik riskli görünüyor. En azından ihtiyatî stand-by yapmalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.