Belli bir yere gelen firmaların hemen hepsi insan kaynaklarına önem veriyor. Teknolojiye yatırım yapıp para kazanmak varken; insanla uğraşmak neden? İnsan, 'cıva' gibi çok eksantrik bir yaratık da ondan. Zaptı zordur. Her şeye karışır bir kere. Makine de değil ki, düğmesine basıp susturasın! Farzımuhal, birine acıdınız ve 'Şurada otur, sana para vereyim' dediniz. Oturduğu yerde oturmaz ki. Bir gün otursa bile ertesi gün etrafa yayılır. Gelip geçene, 'Oradan değil, buradan geçin' diye talimatlar vermek asli işi olup çıkıverir. Onunla da iktifa etmeyip daha ikinci gün ibrikçibaşı rolüne soyunur. Oraya kendi kafasına göre bir şekil vermeye kalkışır. Bu da kesmez onu, yolun bir tarafını kapatıp, herkesin tek sıra halinde geçmesini ister. O yetmiyormuş gibi bir de kadınların giyimine, erkeklerin tıraşına maydanoz olur... Dedik ya, insanoğlu cıva gibi. Üst katlara çıkıp, ofislerin hiç de nizami olmadığını söylemek için fazla bekletmez sizi. Daha birinci hafta içinde o engin fikrini beyan eder. 'Odaları iptal edin. Zaman, şeffaflık zamanı. Personel birbirini görsün!.. ' Hadi bunların hepsini sineye çektiniz diyelim. Orada kalmaz ki. Sizinle kesin yakın ilgi kurmak isteyecektir. Başarır da bunu. 'Yahu, patron. Tanıdığım iyi bir pejzaj mühendisi var. Onu işe al da, bize güzel bir bahçe yapsın.' Sizin daha, 'Bu ne laubalilik yahu' demenize fırsat kalmadan onu tepenizde görürsünüz. Hele sizi sevmişse; yandınız. Yoldan geçerken firmaya yan baktı diye birkaç kişiyi şişlediğini duyarsanız şaşmayın!.. 'Merhametten maraz doğar' sözünün çok meşhur olduğunu bilmenize rağmen yaparsınız bunu amma velakin faturasını da ödersiniz, ha. Adam, başınıza öyle dertler açar ki, değil tek başına sizin çözmeniz; yanınıza kırk akıllı alsanız dahi işin içinden çıkmanız mümkün olmaz. Lafın ucunu, Cem Yılmaz'ın 'Eğitim şart' sözüne getirip bağlamak istiyorum. Aman ha aman, ihtiyacınız kadar işçi istihdam edin. Adama göre iş değil, işe göre adam alın. Bilgileri eksikse, onları yetiştirecek eğitim verin. Kendinizde yoksa, bedelini ödeyip dışarıdan eğitim paketi alın. Bu yazıya biraz da Koç Holding CEO'su Bülend Özaydınlı'nın açıklamaları sebep oldu: "Bu sene 6 bin 283 kişiye iş vereceğiz.' 6 bin değil, 7 bin değil de neden 6 bin 283 kişi?.. İşte profesyonellik diye ben buna derim. Adamlar oturup plan yapıyor, proje geliştiriyorlar. Ardından da bütçesini yapıyorlar işin. Sonra da 'İnsan kaynakları departmanına' yapacakları işi ve orada istihdam edecekleri elemanın vasıflarını verip ona göre eleman almalarını istiyorlar. Duygusallık yok, kayırma yok, torpil yok... İş ve işe uygun eleman. Ondan sonra gelsin verimlilik, gelsin kalite, gelsin başarı... MI ACABA?!. Fırıncının eli ince ayar tutmuyormuş... Kendine yontarken keseri tutuyor ama! *** Kadın tüketicinin yüzde 82'sini gazeteler yönlendiriyormuş... Hepsi değil ha, sadece işini bilen gazeteler! *** Maliye, düşük kâr beyan eden mükellefi geri çeviriyormuş... 'Hayat Standardı' çaktırmadan geri geldi demek ki! *** İSO Başkanı Küçük, 'İyimser hava eksikleri görmemize engel olmasın' demiş... Bize uymaz o. Biz ya iyimseriz, ya kötümser! *** Tedavide ilk şart dengeli gıda almakmış... Ekmekten başka bir şey yemeyen millete bu da söylenmez ki!