İnsanı şaşırtan adam!

A -
A +

Vaillant-Türkiye Genel Müdürü Christoph Grosser ile ne zaman karşılaşsak beni Şile'deki evine davet ederdi; ben de her seferinde işlerimin yoğunluğundan dolayı hep reddetmek zorunda kalırdım bu nazik davetleri. Sonunda "Peki" dedim ve gittim. Aman aman! O nasıl ev sahipliği öyle. Kuş sütü hariç her şey vardı bir kere. İşin enteresanlığı yine de bahçede sunulan o keyifli garden-parti değildi. Şile'nin muazzam yeşilliğinin arasına gizlenmiş o mütevazı evde oturup ormanı seyretmek ve sessizliği dinlemek hepsinden güzeldi. Hele bu güzellikler; birbiriyle uyumlu ve misafirperver bir ev sahibi çift tarafından sunuluyorsa!.. Binbir çeşit yiyeceğin bulunduğu masada biz ne yiyeceğimizi bilemezken Chirs'in ağzına tek bir lokma dahi koymaması dikkatimi çekti. Pek öyle perhiz yapan falan birisi de değil. Merak ettim ve "Sen niye yemiyorsun" diye sordum. Chris'in cevabı, tıpkı kendisi gibi enteresan oldu. "Size hizmet etmek ve yiyişinizi seyretmek, bir ev sahibi olarak bana mutluluk veriyor; yemiş kadar oluyorum." Bu sözü Türk söylese, normal de, Chris Alman!.. Bir Alman'ın böyle konuşması insanın ilgisini çekiyor ister istemez. Chirs, "Ben Türkleştim" dedi. Doğruluk payı çok yüksek tabii bu sözün. Gris, bundan tam 33 yıl önce Almanya'dan ayrılmış. O ülke senin bu ülke benim, dolaşmış ve sonunda Türkiye'ye gelmiş. Geliş o geliş; sevmiş buraları ve 1979'da İstanbul'a yerleşmeye karar vermiş. O gün bugündür İstanbul'da yaşıyor. Şile'deki evinin çok uzun bir hikâyesi var ama Chris'in eşi Martina'nın "Tam bir sene aradıktan sonra buldum" dediğini söyleyip geçeceğim. Chris'in hikâyesi çok daha enteresan çünkü. Türklerin özelliği Christoph İstanbul'a yerleşme kararı verince yaptığı ilk iş bir danışmanlık şirketi kurmak olmuş. Almanlar başta olmak üzere Hollandalı, Avustralyalı ve Fransız iş adamlarının Türkiye'de yatırım yapmalarına veya Türk işletmeleriyle ortaklık kurmalarına aracılık ve rehberlik etmeye başlamış. Daha sonra da, Vaillant-Türkiye'nin genel müdürü olmuş. Vaillant, onun kendi inisiyatifiyle kurup etrafına topladığı Türk personelle birlikte başarıyla uyguladığı sistem sayesinde bugün Türkiye'nin kombi pazarında en fazla payı alan firma haline gelmiş. Bugün bu personelle Almanya'ya gitse, orada başarılı olup olamayacağını sordum kendisine. "Devrim yaparım" dedi, gururla Chris. Türk insanına o kadar güveniyor yani. Chris'in Türkleşmesi salt misafirperverliğiyle sınırlı değil tabii. Hızlı araç kullanmayı sevmesinin yanı sıra, Türk mantığının nasıl işlediğini de tam kavramış. "Türk ile Batılı birbirinin tam zıttı" dedi Chris, önceki akşam yaptığımız sohbette. Batılı plan ve projeyle konuşuyor. Türk ise ne plan tanıyor, ne proje! Ayrıca, bugün koyup yarın almayı düşünen uyanık bir tarafı da var. Bu iki karakteri bir araya getirmek zor elbette ki. Ama, Chris başarmış bunu. "Evvela" dedi. "Her iki tarafa da kendi kafalarına göre hareket etmemelerini söylüyorum ve bu süreçte kesinlikle beni dinlemelerini şart koşuyorum" Türk'e, "Bekle. Sabırlı ol" diyormuş. "Sen Alman'la iş birliği yapmak istiyorsan, uzun vadeli düşünmelisin." Adı üstünde, Türk bu. "Para veriyorum. Kazanmam lazım" diyormuş da başka bir şey demiyormuş. Daha önce de belirttim. Chris, tarafların karakterini iyi tanıyor. Sabırsızlanan Türk'e "Elbette ki kazanacaksın" deyip onu, "Fakat, sakın önceliğin para olmasın. Zaman, teknoloji ve bilgi faktörünü de düşün" diyerek ikna ediyormuş. Öyle ya, bu unsurlar bir araya geldikten sonra kazanmamak mümkün mü? Batılı da isyan ediyormuş tabii. "Ben sistem adamıyım" diye. Chris'in işi zor ama bu işi başarıyla yapıyor. Tereyağından kıl çeker gibi çekip çıkıyor çetrefil onca meselenin içinden ve bugüne kadar sayısız iş birliğine imza atmış. Türk KOBİ'lerinin yabancılarla mutlaka ama mutlaka iş birliği ve ortaklık yapması lazım. Türkiye'nin global ekonomide aktif rol alabilmesi için şart bu. Ancak, her şeyden önce Chirstoph Grosser gibi her iki tarafı da iyi tanıyan uzmanlara ihtiyaç var, diye düşünüyorum. Haksız mıyım?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.