İşitme cihazınız var mı?

A -
A +

Kulak ne büyük bir nimet; hele de duyuyorsa! Nüfusun yüzde 16'sı bu dertten muzdarip maalesef. İnsanoğlu en büyük problemini savaşlarda yaşadı. Bomba ve top sesleri, yıkılan binaların gürültüsüyle karışıp kulaklarda patladı. Sağır etti insanları. Almanya ve Fransa mesela. İşitme problemini en fazla yaşayan halk onların halkı. Fakat, bu iki ülkenin o kadar çok meselesi vardı ki, işitme teknolojisiyle uğraşmaya vakitleri olmadı. Haa, hiç mi olmadı? Oldu tabii. De... onlar uçak, tank, top ve otomobil sanayi başta olmak üzere birçok endüstride ilerleme kaydetti. Hakeza, kimya ve tıp endüstrisi. Bu sektörlerde de en büyük tecrübeyi savaşta kazandı bu iki ülke. İşitme cihazı üretim işi de savaşa girmeyen İsviçre ve Danimarka'ya kaldı. İsviçre'nin bir avantajı daha vardı ayrıca. Saat imalatında çok ileri gitmişlerdi ve küçük parçaları bir araya getirmekte uzmandılar. İşitme cihazı da tıpkı saat gibi çok büyük bir teknolojinin küçük bir cihaza monte edilmesi sonucunda elde ediliyor. Japonya bunları taklit edip iddialı konuma geldi. Amerika ve Almanya sonradan girmişlerse de onlar da başarı gösterdi sektörde. Şimdilerde, bu 5 ülkeden çıkan 6-7 firma dünya pazarının yüzde 95'ini elinde bulunduruyor. Batılı her bir ülkede senede bir milyon civarında işitme cihazı satılıyor ve bunun kahir ekseriyetini bu 7 firma karşılıyor. Türkiye'de ise durum oldukça farklı. Senede 200 bin işitme cihazı satılıyor ve 40'a yakın işitme cihazı var piyasada. Önemli bir miktarı "merdiven altı" tabii. Bunlar, kullanana faydadan çok zarar veriyor. Dolayısıyla, "Güya cihaz verdiler ama duymuyorum" türünden şikâyetler bitmiyor. Biter mi? Kulağa cihaz değil de sanki arı sokuyorlar; uğulduyor da uğulduyor!.. 42 ülkede direkt satış yapan ve dünya pazarının yüzde 25'ini elinde bulunduran İsviçreli Phonak firması Türkiye'de kendi ofisini açma kararı aldı. Phonak AG Başkan Yardımcısı Ignacio Martinez de bu maksatla İstanbul'a geldi. Martinez'e, çalışma prensiplerini sordum. "Biz" dedi. "Kulağın ölçüsünü alıp İsviçre'ye gönderiyoruz ve orada bilgisayar vasıtasıyla özel kalıp çıkartıyoruz. Ses kanallarının açık kalması ve cihazın kulağa uyumu için bu şart." İşitme cihazı böyle bir şey işte. Hassas. Bir o kadar da ince işçiliği olan bir nesne. Şayet ehlinin eline geçmezse, o cihazı kullanan yandı. Martinez ayrıca, bir cihazı çocukların 3, yetişkinlerin 5 sene kullandığına dikkat çekerek; su ve ter gibi dış unsurlardan da etkilenmemesi gerektiğini söyledi. Kulağa takılan cihazın bu unsurlar da dikkate alınarak hazırlanması lazım. Yoksa, yandı gülüm keten helva!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.