Bu haftayı İspanya'da geçirdim. 1950'li yıllarda Türkiye'den bile geri olan İspanya'yı bugün tanımak mümkün değil. AB üyeliği; Portekiz, İtalya ve Yunanistan gibi onlara da çok yaramış. Kişi başına düşen milli gelir 20 bin dolar. Akdeniz'in doğu ucu Türkiye, batı ucu ise İspanya. İki Akdeniz ülkesi arasında neredeyse on kat fark var. Bir İspanyol, ekonomik yönden yedi Türk ediyor!.. İspanya dış ticareti Türkiye'nin üç katı. ABD ve Avrupa ülkelerine yaptığı ihracatla ülkesine döviz kazandırıyor. Hakeza turizm. Son senelerde yaptığı ataklardan dolayı İspanya turist kaynıyor. Türkiye ile İspanya arasında pek öyle ahım şahım bir ticari ilişki yok. İspanya ile 1992 yılında 'Ekonomik ve Endüstriyel İşbirliği Anlaşması' imzalayan Türkiye, ardından bir sene sonra 'Karşılıklı Yatırımların Korunması Anlaşması'nı imzalayıp pekiştirilmiş bu ilişkiyi ama sonuç neredeyse sıfır!.. Türkiye'yi İspanya'da temsil eden tek yatırımcı firma Nuh Çimento. Nuh Çimento, İspanya'nın Valencia kentinde yerleşik 'Cementos La Union' firması ile bir anlaşma imzalamış ve bu ortaklığın kurduğu 12 milyon euroluk çimento öğütme tesisi önümüzdeki sene Mayıs ayında faaliyete geçiyor. Bir de Koç Holding var tabii Barcelona'da. BEKO İspanya olarak faaliyet gösteren Koç Grubu, İspanyollara beyaz eşya satmakla başlamış işe. İspanya'nın Türkiye'deki yatırımı ise Türkiye'nin İspanya'daki yatırımlarına göre biraz daha fazla ama yine de çok az. Dişin kovuğunu bile doldurmuyor. İspanya'nın endüstriyel kalkınmasında diğer Avrupa ülkeleri gibi kooperatifçiliğin çok önemli rolü olmuş. Mondragon mesela. İspanya ekonomisindeki kooperatifçilikle kalkınma modelinin en başarılı örneklerinden biri. 1957'de dört ortağın kurduğu kooperatif bugün çatısı altında birçok kooperatifi barındıran bir endüstri devi olup çıkmış. 17 bin üyeli bu kooperatifler zinciri, senede 11 milyar euro ciro yapıyor. Mondragon, otobüs koltuğundan buzdolabına, çamaşır makinesinden sanayi mutfağına, yedek parçadan mobilyaya kadar her alanda faaliyet gösteriyor ve ayrıca bir de bankası var. Fagor da Mondragon Gruba bağlı bir kooperatif. Mutfak, mutfak tezgahı, bulaşık ve çamaşır makinesi, dondurucu, buzdolabı gibi endüstri ürünleri üretiyor. Bu firmanın kurduğu Fagor Türkiye, Gebze'de temelini attığı fabrikada şimdilik dondurucu ve buzdolabı üretmeyi düşünüyor ama hedefi çok büyük. Türkiye'de yaptığı üretimi başta Türk cumhuriyetleri olmak üzere Asya ve Ortadoğu ülkelerine ihracat yapmaya hazırlanıyor. MI ACABA?!. Kadınlar, kocalarından para harcayarak intikam alıyorlarmış... Bizim o mutluluğu vermemiz mümkün değil, para yok çünkü! * Kayıtdışında 119 katrilyon dolar varmış... Tüm marifetimiz bu işte! * Mazot ocakta ucuzlayacakmış... Mı acaba? OECD, seçimlerin Türkiye'deki mali disiplini bozmamasını istemiş... Her şeyi istesin de onu istemesin bizden. Seçim, deyince dünyayı unuturuz çünkü! Hüsamettin Kavi, 'Siyasiler ve parlamento özelleştirmeyi istemiyor' demiş... Adamlar bindikleri dalı kesecek değiller herhalde! Bülent Ecevit mahalli seçimlerden sonra istifa edeceğini söylemiş... İlk istifası 1972'de idi, bu jübile mi acaba? * Avrupalı insanlar alınlarına reklam alıp para kazanıyorlarmış... Biz alamayız; alnımızda kocaman bir 'keriz' yazıyor çünkü! * Yazdığı görünmeyen kalem üretilmiş... Kopyacı öğrenciye bir kolaylık daha!