Klima masrafından tasarruf etmek isteyen Japonya Başbakanı Junichiro Koizumi, kamu ve özel sektöre ait iş yerlerinde çalışanların takım elbise yerine tişört giymelerini istedi geçenlerde. Kendisinin de başbakanlığa ceketsiz gideceğini ilave etmeyi unutmadı tabii. 'Ne var bunda canım' deyip geçiştirilecek bir konu değil bu. Önemli. İsraf yerine tasarruf. Önemli olmaz mı? Tasarruf hasleti bir kültür meselesi. Japonlar, tasarruf mevhumunu kültür değerleri arasında sokan bir millet oldukları için ikiletmeden riayet ettiler başbakanlarının bu talebine. İçinde yaşadığım bir örnek vereyim size de bir de bizi görün. Ayrıca, sizin çevrenizde de aynı örneklerin varlığını fark edip şaşırın biraz. Öyle bir yayın bombardımanı altındayım ki, anlatamam. Boğuluyorum adeta. Hangisini okuyacağımı şaşırıyorum. Kimini şöyle bir karıştırıyorum ama çoğunu kapağını dahi kaldırmadan atıyorum. Yok çünkü, okumaya vaktim yok! Her sivil toplum örgütü ve belediye bir dergi çıkarıyor bir kere. Bazıları kitap da bastırıyor. Çeşitli araştırmacıların veya uzmanların hazırladığı kitaplar bunlar. Fakat, okuyan kim? Türkiye zaten okumadan hazzetmeyen insanlarla dolu bir ülke. Hadi, okudu diyelim. Onun da bir limiti var değil mi? 3, bilemedin 5 kitap. Ya diğer gerisi?!. Bunu şunun için yazdım. Türkiye'de birçok şey israf ediliyor. İşin esas garibi, gözümüzün önünde oluyor bütün bunlar da bizim gıkımız çıkmıyor. Bu kadar yayın çöpe gider de, insan üzülmez mi? Ben üzülüyorum şahsen. Bu tür kitapların nasıl bir düşünce ve atmosfer içinde hazırlandığını biliyorum üç aşağı beş yukarı. Oda veya sivil toplum kuruluşlarının çoğunun bütçesi sınırlı, yetişmiş elemanları yok. Bir dergi çıkarıp yasak savıyorlar. "Al sana 30 bin YTL. Şu konuda bize bir araştırma yap getir" diyorlar, yakınlarındaki bir akademisyene. 30 bin YTL'ye o işin yapılması mümkün değil. Kurumun, o iş için daha fazla bütçe ayırması da imkansız. Durum böyle olunca, alap şap bir şey çıkıyor ortaya. Akademisyen, bir ay önce bir başkası için kaleme aldığı rapora takla attırıp getiriyor. "Al sana, araştırma!" Tabii bunun sonucu piyasa sığ, birbirine benzer raporlarla dolup taşıyor. Keçiboynuzu kemirir gibi kemir dur!.. Sakın, benim çok sesliliğe karşı olduğumu sanmayın! Japonya Başbakanı, nasıl 'Klimalar çalışmayacak ama siz takım elbiseyle gelin' demiyorsa; ben de yasakçılık yapmak istemiyorum. Herkes dergi çıkarsın, yayın yapsın. Benim demek istediğim, israfın önlenmesi. Parça parça harcanan bu 30 bin YTL'ler toplanıp tek bir kalemde değerlendirilsin ve herkesin ihtiyacına cevap veren bir eser çıksın ortaya, diyorum ben sadece. Zurnanın zırt dediği yer burası aslında. Kim yapacak bunu? Envanteri yok ki, bu ülkenin. Tarımda da, sanayide de, turizm sektöründe de böyle bu. Hakeza madencilik, ulaştırma, iletişim, fuarcılık. Hepsi öyle. Al birini çal öbürüne... Ya Ucuz etin yahnisi yavan olur, deyip israfın daniskasını yapmaya devam edeceğiz, ya da toplumda konsensüs sağlayıp doğru şeyler yapacağız. Tercih bizim tabii. > MI ACABA?!. Çin'de bir köpek tıpkı insan gibi arka ayaklarının üstünde 8 kilometre yürümüş... Bizim şu sürünme halimiz neden dünyanın gündemine gelmiyor acaba? *** BOTAŞ yönetimi, Nisan ayında doğal gaz satış fiyatına zam yapılmayacağını açıklamış... Bu açıklama TÜPRAŞ tarafından yapılmış olsaydı bir anlamı olurdu!