İstanbul finans merkezi olur mu?

A -
A +

Günün sorusu bu. İstanbul finans merkezi olur mu? Cümle alem söz birliği etmişçesine "Neden olmasın? Bal gibi olur" diyor. İstanbul kısa sürede dünyanın 5 finans merkezinden biri olur. O potansiyel var. Bunu söyleyen sadece Türk bankacıları değil haa, onu da belirteyim; dünya alem söylüyor. Hem de üstüne basa basa söylüyorlar. Önce olursa ne olur? Ona bakalım. Şayet, İstanbul finans merkezi olursa, her sene şehrin kasasına 20 milyar euro giriyor ve ayrıca, beraberinde 150 bin kişiye istihdam imkanı getiriyor. İyi değil mi? İyi ne kelime? Aliyülâlâ! Da...ben yaptım oldu demekle olmuyor ki bu iş!.. İklimin müsait olması lazım her şeyden önce. Zaten bana bu soru biraz, "İstanbul'da tropikal meyve yetişir mi?" sorusu gibi geldi. Yetişmesine yetişir ama önce şartların uygun olması lazım. Tamam, Türk finans sektörü ciddi bir atılım yaptı, kabına sığamıyor. Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince'nin dediği gibi "Bölgede bizden daha iyisi yok." Bu da doğru. Fakat, bir gerçek daha var ki, gözü kör olsun onun. Türkiye'de hukuki altyapı yok! Onu ne yapacaksınız?!. Türk finans sektörü, feleğin çemberinden geçip geldi bugünlere. Boş işle uğraşmaz. Bir meseleye odaklanmışsa, alternatifini de düşünür. İstanbul'un finans merkezi olması için hukuki altyapının düzeltilmesi hususunu bu işin olmazsa olmazı kabul edip ona göre hazırlanmışlar zaten. Danışmanlık hizmeti veren Deloitte firması ile anlaşıp bir araştırma yaptırmışlar bu şirkete. Deloitte 14 haftalık bir çalışma yürütüp yerli-yabancı 60'a yakın üst düzey yetkili ile görüşmüş. Londra, Moskova ve Dubai'yi de içine alan 6 adet detaylı rakip analizi de yapılmış bu arada. Sonuç mükemmel. İstanbul finans merkezi olmaya en uygun alternatiflerden birisi. Sadece, 5 senelik bir hazırlık dönemi gerekiyor bu rüyanın gerçek olması için. Ayrıca, 2 milyar euro tutarında bir harcama. Kim yapacak? Şayet, bunlar yerine getirilirse finans hizmet sektörünün 2025 yılından itibaren GSMH'ya katkısı yüzde 8'lik bir büyüme oluyor ve bunun maddi değeri senede 20 milyar euro. 150 bin kişi istihdam imkanı da sağlıyor ayrıca. Senede 20 milyar euro'luk bir katma değer, hiç fena değil. 150 bin istihdam da tabii. Fakat, o 2 milyar euro var ya, onu kim verecek? Ersin Özince, "Devlete senede sadece vergi olarak 3 milyar YTL ödüyoruz. Bir sene almayıversin" diyerek; paranın önemli bir kısmını sektörün karşılayacağının altını çizdi. Bu biraz topu taca atmak manasına geliyor bence. Devlet karşılasın. Doğru ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kendini ziyarete gelen Bankalar Birliği üyelerine nasıl, "İstanbul'u finans merkezi yapalım, proje hazırlayın" demişse; başka sektör temsilcilerine de söylüyor aynını. "İstanbul'u kongre merkezi yapacak proje hazırlayın!" Veya "İstanbul'u turizm ve kültür merkezi yapacak proje getirin." Hele Anadolu. Gören de, her bir il için ayrı bir merkez kuruluyor, sanır. Bunlar kötü şeyler değil tabii. De...hangi bütçeyle yapacaksın bunu? Finansman yok ki! Dolayısıyla, devletin bu tür projelere destek vermesi çok zor. Ta ki, önceliklerini iyi tespit edinceye kadar. Ne zaman, hükümet hangi projeyi önce yapacağına doğru karar verir, işte o zaman olur bütün bu işler. İstanbul'un finans merkezi olması gerekiyor. Doğru. Kültür ve turizm merkezi olması da, doğru. Kongre merkezi olması da tabii. İstanbul'un başta tekstil ve konfeksiyon olmak üzere bütün sanayi yatırımlarından arındırılması lazım. Bu güzelim şehir, ancak o vakit yaşanılır hale gelir. İstanbul'un katma değeri yüksek turizm, kongre ve finans merkezi olması şart. İstanbul finans merkezi olsa mesela. Yüksek ücret alan 150 bin kişi gayrimenkul piyasasını şaha kaldırmaz mı? Giyim-kuşam. Yeme-içme hakeza. Eee, İstanbul'a Avrupa, Asya ve Orta Doğu'dan gelecek olan iş adamı ve yöneticiler var bir de. Turizm patlar anında. Türkiye'nin bu arada elini çabuk tutması gerekiyor. Moskova başta olmak üzere Dubai ve Viyana sırayı kapmaya çalışıyor çünkü. Bir tehlike daha var aslında. Sanayici nasıl dışarıya kaçıyorsa, bir müddet sonra bankacı da kaçmaya başlayacak; şayet, İstanbul finans merkezi olmazsa!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.