İstanbul Üniversitesi (İÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Mezunları Derneği Başkanı İsmail Tavlı'nın davetine icabet edip geçen hafta sonu gecelerine katıldım. Müthişti, imrendim. Nasıl imrenmem ki? Aralarındaki dayanışma öyle güçlü ve öyle samimiyet doluydu ki, o mükemmel atmosfere imrenmemek elde değil. Tek kelimeyle müthişti!.. Üsküdar SSK Tesisleri'nde yapılan geceye sadece İstanbul ve Ankara'daki mezunlar katılmadı; Anadolu'nun dört bir bucağında görev yapan mezunların hemen hepsi oradaydı. Sorarım size: Birbirine böylesine bağlı bir camiayı her yerde görmek mümkün mü? Siyasal Bilgiler Fakültesi, 1979'da kurulan genç bir fakülte. Fakat, mezunlarının geldiği yere bakınca, yaşından daha olgun olduğu hemen anlaşılıyor. Rahmetli Gaffar Okkan bu fakültenin mezunuydu. Diyarbakır Valisi Efkan Ala da Siyasal Bilgiler mezunu. Efkan Ala yakından tanıdığım birisi olduğu için söylüyorum. Mutedil, samimi ve vizyon sahibi bir bürokrat kendisi. Onunla SBF'liler ne kadar övünse azdır. Bugün Diyarbakır'ın problemleriyle dertlenen bu değerli bürokratın önümüzdeki senelerde Türkiye'nin dertlerine melhem olacağını biliyorum. Devamlı yükselen bir misyonu var çünkü. Türkiye'nin ilk kadın kaymakamı Özlem Bozkurt; o da İstanbul Siyasal'dan mezun. Saymakla biter mi? Danıştay saldırısında yaralanan Ahmet Çobanoğlu ve yine Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali de İstanbul SBF mezunu. Her fakültenin mezunları arasında başarılı kişiler olur elbette. Böyle bir vasfı var diye o fakülteyi öne çıkarmanın bir anlamı yok tabii. Ancak, İstanbul Siyasal Bilgiler'in bir özelliği daha var ki, birçok okula fark atıyor bu hususiyetinden dolayı. Birbirlerine olan tutkunlukları ve aralarındaki güçlü iletişim! Müthiş bir sinerji Sosyal etkinlikleri övgüye değer bir kere. Nerede deprem, sel felaketi gibi tabii bir afet olsa; Siyasalcılar orada. Hemen hepsi kolları sıvayıp toplumun yarasını sarma yarışına giriyorlar âdeta. Okulları ve çevre için yine öyle. El ele verip çalışıyorlar. Başka bir hususiyetleri daha var ki, bayıldım!.. Mezunlar arasında erkek de var, kadın da. Dünya görüşü farklı olanlar da tabii. Kimse kimsenin özeliyle ilgilenmiyor. Onlar için SBF'li olmak birinci öncelik. Yeter ki SBF'li olsun, o kişinin düşünce ve görüşleri daima saygı görüyor ve camianın zenginliği olarak değerlendiriliyor bu çok seslilik. Bu hoşgörü muazzam bir mozaik ortaya çıkarmış. Renkli ve canlı. Türk toplumunun örnek alacağı bir davranış değil de nedir bu? İstanbul Siyasal'dan mezun olanların tamamı bürokrat değil tabii. Kimi bankacı, kimi sigorta sektöründe faaliyet gösteriyor, kimi de kendi işini kurmuş ve ticaretle uğraşıyor. Gazeteci bile var aralarında. Fakat, bankacıların çoğunlukta olduğu dikkatimi çekti. Söylediklerine göre, ilk mezunların bankacı olmasının bir sonucuymuş bu. Dedim ya, birbirlerine tutkun insanlar. Bu arada hemen hatırlatayım ki, İstanbul SBF Mezunları, rahmetli Prof. Dr. Tarık Zafer Tunaya'yı rahmetle yad ederken; üç bölümlerini kapatan İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdar'a olan sitemlerini devam ettiriyorlar. Esas merakımı celbeden konuyu sona sakladım. Bu kadar insanı bir araya getmeyi kim başardı? Öyle ya, durup dururken bir araya gelmez binlerce insan! Sordum soruşturdum; Serpil Akyol Erden'in olduğunu öğrendim bu sinerji meşalesini yakan kişinin. Serpil Akyol Erden sigorta sektörünün yıldızlarından birisi. Aynı zamanda üniversitede ders veriyor. Dernekte 15 yıldır aktif görev üstlenen Erden, iki dönem de SBF Mezunları Derneği Başkanlığı yapmış. Adı üstünde, gönüllü kuruluş. Burada gönüllü çalışmak lazım. Kendi işinden gücünden fedakârlık yapmak gerekiyor yani. Serpil Akyol Erden de hakkıyla yapmış bunu. Gece dememiş, gündüz dememiş çalışmış. O gece arkadaşlarıyla olan ilişkisini bilhassa takip ettim. Eşinin başı kapalı olanla da abi kardeş gibi samimiydi, farklı düşünce sahibi olanlarla da. Onların halini hatırını sorarken gerçekten candan yapıyordu her bir yaptığını. Bu görüntüler, "bizden, sizden" kavgası içinde boğulan Türkiye'nin özlediği görüntüler mutlaka. Bu tür demokratik örneklerin çoğalmasını ve toplumdaki enerjinin sinerjiye dönüşmesini dilemekten başka ne gelir elden.