Bizim Ekonomi Servisi Müdürü Aziz Cumurcu inşaat mühendisi. Aynı zamanda bir İstanbul sevdalısı. İstanbul'u severken ne kadar amatörse, bu güzel şehrin meselelerine çare ararken de o kadar profesyonel; tam bir mühendis mantığıyla yaklaşıyor hadiselere. Geçenlerde İstanbul trafiğiyle ilgili bir yazı yazdım ya. Ertesi gün Cumurcu geldi ziyaretime, elindeki onlarca fotoğrafı masaya yayıp başladı anlatmaya. Daha önce Boğaz Köprüsü trafiğiyle ilgili bir brifing daha vermişti bana ve çok etkilenmiştim. Yine aynısı oldu. Bilmediğim birçok şeyi öğrendim ondan. Fotoğraflar Japonya'dandı. Oraya gittiğinde üşenmemiş, Tokyo'nun trafiğiyle ilgili bir sürü resim çekmiş. Resimlerden birisi kaldırımları gösteriyordu. Hani, "Bir ülkenin medeniyeti kaldırımının yüksekliğiyle ters orantılıdır" sözü var ya; işte onun ispatıydı bu resimler. Alçak kaldırım ve o kaldırımın yanına çizilen çizgiler içine nizami park etmiş otomobiller. Hadi bu bize fazla lüks gelir diyelim. Ya, araçlara ceza kesen görevlilere ne demeli? Elinde e-makbuz aleti tutan iki görevli duruyor yanlış park etmiş bir Mercedes otomobilin başında. Ceza kesiyorlar tabii. Hem de, "Ülen, bu Mercedes bir forslu kişinin olup da başıma iş açmasın" korkusu olmadan. Aziz Cumurcu araştırıp soruşturmuş. Söylediğine göre, ceza kesen bu görevliler özel bir firmanın elemanıymış. Tokyo Belediyesi ihale açıp özel sektöre vermiş bu işi. Otomobilin kime ait olduğu adamın umurunda değil. O, alacağı primi düşünüyor. Hadi, diyelim ki, trafiğin tamamını özelleştirmek mümkün olmadı. Hiç değilse ceza ayağı özelleştirilse; bu durum İstanbul trafiğine bir katkı sağlar mı acaba? Bence, denemeye değer! "Yarın başka bir yere tayin edilirim" korkusu taşıyan bir trafik polisinin ceza kesmesi mümkün mü? O sadece garibanların ensesine çöker. Çöküyor da zaten! Aziz Cumurcu'nun önüme yaydığı fotoğraflar bununla sınırlı değildi. Kırmızı ışıkta bekleyen yayalar vardı bir de ki, o konuya hiç girmeyeceğim. İstanbul'da o güzel görüntüyü ben görmem ama torunlarımın göreceği hususunda da bir garanti yok! İstanbul kimin kimin ayağına bastığı belli olmayan bir şehir olup çıktı! Dolayısıyla, bu mevzuu çabucacık geçmekte fayda var. Cumurcu'nun fikri Bir başka resim ise çok katlı yolları gösteriyordu; etrafındaki gökdelenler kadar zarif ve görkemli. Japon milleti enteresan bir millet. Ülkeleri toprak fakiri olmasına rağmen, o kıt toprağı öyle akıllıca kullanıyorlar ki, görenleri hayran bırakıyor. Kimi yerde iki, kimi yerde üç katlı yollar yapmışlar. Üzerinden vızır vızır araç geçen bu yolların altı da yeşil alan. Orada yaşamak mecburiyetinde olan insanlar ihtiyaç duydukları güzelliği bu alandaki çiçek ve yeşilliklere bakarak alabiliyorlar. Başka bir deyimle, Japonya toprakları az olmasına rağmen yeşile doyuyor, biz ise yemyeşil ülkede beton yığınından başka bir şey göremiyoruz!.. Bu neden oluyor? Orada "önce insan" düşüncesi hakim de ondan. Bizde ise rant! Aziz Cumurcu mühendis, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş mimar. Benim bildiğim, mimar tasarlar; mühendis uygular. Cumurcu, uygulamanın nasıl olacağını söylüyor ama tasarım olmadığı için söyledikleri havada kalıyor. Sistemin yerli yerine oturması için Mimar Topbaş'ın şehir planını tasarlaması gerekiyor her şeyden önce. Ama Kadir Topbaş maalesef yapamadı bu tasarımı. Metro'ya yoğunlaşayım, derken; yolu görmüyor! Üçüncü köprüyü düşüneyim, derken; trafiği unutuyor! Kendisini Marmaray Projesi'ne kaptırdığında da köprüyü ihmal ediyor! Dağıtıyor yani. Halbuki, Topbaş derli toplu bir tasarım yapmış olsaydı şehrin trafiği bu kadar çetrefil hale gelmezdi. İstanbul metropolü öyle büyüdü ki, bir ucu İzmit, diğer ucu Tekirdağ oldu. Bu kadar geniş alana yayılan bir şehrin köprüsü de olacak, metrosu da... Marmaray'ı oldu diye başka sisteme gerek kalmadı demek mümkün mü? 20 milyon insanı içinde barındıran bu metropolün hızlı trene duyduğu ihtiyacı kim inkar edebilir? İzmit'ten Tekirdağ'a, Tekirdağ'dan İzmit'e gidip gelen hızlı tren lazım bu şehre. Hızlı trenin yer altından gideni olduğu gibi yer üstünden ve hatta havadan gideni de var. Yeter ki, ilgi gösteren olsun! Çok katlı yollar da bir çözüm tabii. De... Kim düşünecek ve yapacak bunu?