İstanbul'a sormuşlar: Trafiğin neden eğri?

A -
A +

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "İstanbul'da araç plakalarına tahdit getirilsin" dedi. Daha önce, "vize konulsun" diyenler de oldu; bunlardan birisi de yine kendisi idi. Başbakan'ın bu teklifinin uygulanma ihtimali var mı acaba? Neden olmasın, elbette ki var. Ancak, bu uygulama neyi değiştirir? En önemli soru bu aslında! Amsterdam mesela. Orada şehir içine girmesi için bir aracın 5-6 sene sıra beklemesi gerekiyor. Ancak, Amsterdam şehrinde yaşayan insanların işine gidip gelmesine mani değildir bu kural, asla değildir. 16 milyon nüfuslu Hollanda'da 20 milyon bisiklet var. Bilmem, bisikletlinin trafikte önceliğinin olduğunu söylememe gerek var mı? Eşyasını kara yoluyla taşıyamayan, kanal ulaşımından faydalanıyor orada. Otomobile müsaade yoksa; bisiklet imkânı var, toplu taşıma var. Karayolu yeterli değilse, kanal var. Var. Var. Var!.. Ya İstanbul? Otomobile tahdit getirdin, diyelim; onun yerine hangi alternatifi koyacaksın? Yok! Deniz ulaşımı kafi değil. Toplu taşıma yetersiz. Metro desen; yeni yeni faaliyete geçiyor ve kaplumbağa hızıyla ilerleyen bir sistem!.. Eee, ne yapacak şehirdeki 15 milyon insan? 2.5 milyon araç var bu şehirde. İnsanlar keyif için mi çıkıyor sanıyorsunuz trafiğe? O kadar yorgunluğu kimse laf olsun diye çekmez. İşi olan herkes işini aracıyla takip etmek mecburiyetinde. Çünkü, başka imkânı yok! İstanbul'a sormuşlar: "Trafiğin neden eğri?" diye. "Nerem doğru ki!" demiş. 2010 yılında Avrupa Kültür Başkenti olmaya hazırlanan İstanbul'un durumu yürekler acısı!.. Kültür bir tarafa gitmiş, tarih bir tarafa. Bu bir daha bulunmaz değerleri korumak kimsenin aklına gelmediği gibi sanayi ve ticaret komplekslerinin gelişigüzel inşa edilmesine de göz yumulmuş. Bu arada tabiat yok edilmiş tabii. Şehrin ne tarihî altyapısı kalmış, ne kültürü. Bu kadar da olmaz Sanayi bölgesi yok İstanbul'un. Meskenler sanayi bölgesinde, sanayi bölgesi meskenlerin içinde kalmış. Gecekondu şehri olup çıkmış İstanbul. Kuralsızlık kural olmuş bu şehirde. Okul ve hastane yerleri satılıyor. Yeşil alanlar meskene açılıyor. İstanbul böyle mi marka olacak? Bu keşmekeşin ortaya çıkardığı tozun dumanın içinde Başbakan Erdoğan'ın "İnsanlara vize konsun. Araç plakalarına tahdit getirilsin" demesi; yaranın tuzu biberi oldu. İyi de oldu. En azından gündeme geldi bu mesele. Trafik denen sistem; yaya, seyir halindeki araç ve park halindeki vasıtalardan meydana geliyor. Trafik polisi de bu sistemin doğru işlemesini sağlayan bir unsur. Normalinde yaya kaldırımı kullanır, duran araçlar da park yerlerini. Karayolu ise sadece seyir halindeki araçlara aittir. Bir de İstanbul'a bakın: Her üçü de kara yolunda. Tam bir curcuna! Park yeri olmadığı için araçlar karayolunda dizili; hem de sağlı-sollu. Kaldırımlar işgal altında; dolayısıyla, yaya karayolunu kullanıyor. Park eden araçlar ve yayalar tarafından kullanılan karayolu bir yerden bir yere gitmek isteyen araçlara imkân vermiyor haliyle. Önce bunun halledilmesi lazım ama nerdeee? Trafiğin nizam ve intizam içinde akışını sağlamak için evvel emirde şehrin kimliğini bulması gerekmiyor mu? Aha, Tarihî Yarımada, dediğimiz Eminönü! Bu güzelim semtin henüz ne olduğu belli değil. Deve mi, kuş mu? Bir an önce kimliğine kavuşması lazım ki, ondan sonra trafiği gündeme gelsin! Hakeza Taksim; hem kültür merkezi olduğu söyleniyor, hem de tüm bölgelerin trafiği bu semtin üzerinden geçiyor! Hangisini sayayım? Levent gökdelenlerin yükseldiği bir bölge olmasına rağmen sağı, solu gecekondularla dolu. Minibüsler hâlâ şehir trafiğini felç etme görevini hakkıyla yerine getiriyor. Da, kimse bir şey yapamıyor. Otobüsler lebalep dolu. İstanbul aylardır; şehir trafiğinin polis tarafından mı, yoksa belediye zabıtası marifetiyle mi koordine edileceğini tartışıyor!.. Polis veya zabıta. Bu iş öyle 3-5 görevliyle yapılacak bir iş değil. Bilgi ve yetenek istediği gibi bu işi yapanların sayıca da yeterli olması lazım. Göstermelik denetim mi olurmuş? Hasılı, İstanbul'un çetrefil hali, "Vize koymakla" veya "Plakalara tahdit getirmekle" çözülecek gibi değil. Master plan lazım bu iş için. Onu da belediyenin halletmesi lazım ama hani?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.