İstikrar. İstikrar. İstikrar!

A -
A +

Türkiye'nin şu içinde bulunduğu günde en mühim meselesi ne? Cari açık... işsizlik... düşük kur... yüksek faiz gibi problemler var ise de Türkiye'nin en önemli meselesi hiç şüphesiz, "Siyasi, ekonomik ve sosyal istikrarın sürdürülmesi" ve "AB'ye tam üyelik sürecinin yönetilmesi"dir. İstikrar ve AB kriterleri yani! İstikrar yok ve AB kriterlerinden kopulmuşsa; cari açıktan bahsetmenin ne anlamı kalır ki? TÜSİAD işte bu iki başlığı tek soruya dönüştürdü ve davet ettiği siyasi parti liderlerine sormaya başladı. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'dı dün TÜSİAD'ın misafiri. 29-30 Mayıs tarihlerinde de CHP, DP ve MHP liderlerini dinleyecek Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) üyeleri. Hemen belirteyim ki, TÜSİAD'ın böyle bir program tertip etmesi çok isabetli oldu. İş adamlarının kafası ne kadar karışıksa, halkın da karışık çünkü. Öyle ya, yarın sandık başına gidildiğinde hangi kıstaslara göre oy kullanacak bu millet? Adayın kara kaşı, kara gözü için oy kullanma dönemi kapandı! Ülkenin ve fertlerin geleceği söz konusuyken; ülkeyi yönetmeye talip olan siyasi partilerin programını öğrenmekten daha önemli ne olabilir ki?. Türkiye önümüzdeki 3-5 sene içinde global dünya aktörleri arasında yer aldı aldı, alamadı yandı gülüm keten helva. Gözünün içi gibi koruduğu çocuğunu emin ellere teslim etmek istiyor ahali. Onun için de seçim sandığına gittiğinde hatır gönül için değil, geleceği için oy kullanması gerekiyor tabii halkın. Sözlerine, "Beş sene önce neredeydik, şimdi neredeyiz? Bunun takdirini en iyi yapacak olan sizsiniz" diye başlayan Erdoğan, AB konusunda yabancılara bile parmak ısırtan bir performans sergilediklerini söyledi. Bu konuda 40 senede yapılanlardan daha fazlasını 4.5 senede yaptıklarını belirten Erdoğan, Avrupa Birliği'nden asla taviz vermeyeceklerinin altını çizdi. Muhalefeti kastederek, "Bizi AB'nin dümen suyuna girmekle suçluyorlar ama yarın halkın karşısına çıktıklarında bazı marjinal partileri istisna etsek bile hepsi AB'yi istediğini söyleyecek" diyen Başbakan Erdoğan, IMF ile ilgili olarak ise şunları söyledi: "Bizi, ülkeyi IMF'ye peşkeş çekmekle suçluyorlar. Biz iktidara geldiğimizde Türkiye'nin IMF'ye olan borcu 23.5 milyar dolardı. Şimdi ise 9 milyar dolar. Bunun neresi peşkeş çekmek oluyor?" Erdoğan demokrasi ve yargı konusunda ise tavrını çok net koydu. "Yargı bağımsızlığından söz ediliyor. Bu konuda benim de bir diyeceğim var: Yargı tarafsız olsun!.. Demokrasi bizim vazgeçemediğimiz bir kavram. Bu konuda en ufak bir soru işareti yoksulluk, yolsuzluk ve işsizlik demektir." Su yatağında akar Demokrasinin doğru algılanması, yargının çifte standarttan arındırılması gerektiğini belirten Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin demokratik olmayan yollara saptığından yakındı. Muhalefeti işadamlarına şikayet ederken, "Suyu tersine akıtma gayreti içinde olanlar var" tabirini kullanan Erdoğan, "Fakat, su yatağında akar. Er geç olacak bu" dedi. Ekonomik meselelerde kaygı edilmemesini isteyen Erdoğan, çok çalıştıklarını, sadece kendisinin her ili en az bir defa ziyaret ettiğini belirtikten sonra, "Aynı tempoyla dışarıda da dolaştık" dedi ve ekledi. "Biz, gezmek için gitmedik oralara. Ülkemizi tanıttık. Geçen sene Türkiye'ye doğrudan giren yabancı sermaye miktarı 20 milyar dolardı. Ben 'yabancı' ifadesini bile kullanmıyorum. Bu sene ülkemize 20 milyar dolardan daha fazla global sermayenin girmesini bekliyorum. Zaten geçen ay itibariyle 14 milyar doları geldi bu paranın." Erdoğan'ın TÜSİAD üyeleriyle beraberliği 3 saate yakın sürdü. Bunun 2 saati basına kapalı gerçekleştirildi. Çıkışta görüştüğümüz iş adamları, Başbakan'ın çizdiği ekonomik tabloyu tatmin edici bulduklarını, ancak, siyasi gerginliğin seçimlerle birlikte bitirilip bitirilmeyeceği hususunda endişeleri olduğunu söylediler. Yurtdışından gelen iş adamları da vardı. Onlar ise yabancıların Türkiye'nin bir seçim dönemi geçirdiğinin idrakinde olduklarını ve söylenen birçok şeyi hoş gördüklerini belirttiler. Ancak, ordunun internette çıkan bildirisinin yabancıları tedirgin ettiğini söylediler. Özetleyecek olursak, Türkiye'nin askeri müdahalelerden uzak, demokrasiyi sindirmiş ve gerginliğe asla yer vermeyen bir ülke olması isteniyor. TÜSİAD'ın dediği de o, vatandaşın dediği de.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.