İtidal... İtidal... İtidal!..

A -
A +

Türkiye geçmişte terör belasından çok çekti. 30 bin can, 100 milyar dolardan fazla para kaybı. Yeniden hortluyor bu fitne! Terör tehdidi karşısında hükümet parlamentodan gerekirse sınır ötesi operasyon yapabilmek için yetki aldı. AK Parti Hükümeti her ne kadar tezkere cebinde dolaşıyorsa da tavrı belli: "Türkiye'nin tek hedefi var: Terör. Komşularımızın ekonomik zenginliğinde gözümüz yok!" Da... Amerika'nın var bu zenginliklerde gözü. İnkârı kabil değil; var! ABD'nin salt demokrasi getireceğim, diye Irak'ı işgal ettiğini söylemek mümkün mü? Hakeza Avrupa Birliği. Avrupa'nın da ağzının suyu akıyor bu zenginlik karşısında!.. Bill Clinton bundan 15 sene önce söylemişti, "Enerji kaynaklarını kontrol eden dünyayı kontrol eder" diye. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) de o zaman ortaya atılmıştı zaten ve bu projenin hayata geçirilmesi için gerekli olan stratejiler de daha o gün devreye sokulmuştu. Clinton'ın ayrı bir yoğurt yiyişi var, Bush'un daha ayrı. Bu doğru. Hatta iktidardaki Cumhuriyetçi Parti'nin tarzı ile muhalefetteki Demokrat Parti'nin tarzı da birbirini tutmuyor ama bu tarz farkı, hiçbirinin o yoğurdu yemek istemediği anlamına gelmiyor. Hepsi iştahlı! Hepsi istekli! Dediğim gibi sadece yöntemleri farklı. AB'nin konuya yaklaşımı daha bir farklı. Tabii de bunların hiçbirisi "Bölgedeki yeraltı zenginliklerinin kontrolünü, bölgedeki devletlerin inisiyatifine bırakalım" demiyor. "Ben" diyor hepsi de. "Ben yöneteceğim." Dünya liderliği için birbiriyle yarışan bu iki birleşik devleti unutun bir an için; Rusya ve Çin'in de gözü var bu zenginliklerde. Basra ve Hazar Havzası'ndaki enerjinin kendi denetimine geçmesi için hepsinin öyle veya böyle bir hesabı var. Şimdi, Türkiye'nin vaziyet bu kadar çetrefil iken, "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" deme şansı var mı acaba? Bütün dünyanın sahip olmak için her türlü entrikayı yaptığı topraklara komşu olan Türkiye'nin "Komşularımın toprağında gözüm yok" demesinin bir anlamı kalmıyorsa şayet, ne yapması lazım? İttifak olsa, biter Hemen söyleyeyim ki, cevabı pek o kadar kolay değil bu sorunun!.. Dolayısıyla, etrafta olup bitenleri çok iyi tahlil etmesi ve ona göre bir strateji tespit edip aklı selimle hareket etmesi gerekiyor. Çok önemli bu. ABD'nin tavrı mesela. Bu ülke yaklaşık bir trilyon dolar para harcayıp Irak'ı işgal etti. Türkiye ne zaman sınır ötesi operasyon yapmak istese Amerika, "Sakın ha" diyor. "Irak'ın bütün sınırları benim kontrolümde. Yaptığın her şeyi bana yaptın sayarım!" Bununla kalsa yine iyi. Bush aynı zamanda Suriye ve İran ile de ipleri atmış durumda. Bütün dünyaya, "Bu iki ülkeyi yutacağım, onları yalnız bırakın" diye açıkça ilan etti. Türkiye, Kuzey Irak'a girip oradaki teröristlerin kökünü kazımak istiyor. Haklı tabii. Günde 10-12 şehit veren bir ülkenin, burnundan soluması kadar normal bir şey olamaz. Türkiye askeri gücü yüksek bir ülke. Kuzey Irak'taki üç-beş bin teröriste pabuç bırakacak değil elbette ki. Fakat, bu terör denen bela öyle bir illet ki, sadece askerî yönü yok bunun. Sosyolojik, psikolojik ve siyasî tarafı da var ve hepsi birbirinden önemli. Basra ve Hazar Bölgesi'ndeki petrol yataklarını kontrolü altına almayı düşünen Amerika bu zenginlikleri koruma hususunda Türkiye'den destek istiyor!.. Türkiye, bu teklife sıcak bakmıyor tabii. Üstüne üstlük Suriye ve İran ile geçmişteki buzları eritip sıcak diyaloglar kurdu. Kurmaya da devam ediyor. Türkiye'nin bu tutumu Amerika'nın menfaatlerine ters geliyor haliyle. Ve, "Sen benim menfaatimi zedelersin ha, al öyleyse" deyip teröristin Türkiye'de işlediği caniliğe göz yumuyor. Çok ileri gidip, teröriste para ve silah verenin de ABD olduğunu iddia edeceğim ama elimde belge olmadığı için kendimde tutuyorum bu iddiamı!.. Fakat, Türkiye Amerika ile ittifak yapsa ne terör kalır, ne Kürt meselesi. Bunu açık ve net bir şekilde söylerim işte. Bir bildiğim daha var aslında. Barzani ve Talabani'nin sözleri. Barzani ne diyor? "PKK örgütünü terörist saymam!" Barzani ve Talabani'nin Bush hilafına söz sarf etmeleri mümkün mü? Sıkar! Dolayısıyla, bu söz; ABD'nin PKK'ya destek verdiğinin açık ve net bir göstergesidir. Dediğim gibi bu destek şartlara bağlı olarak değişebilir. Türkiye ittifaka razı olursa, terör "şıp" diye biter. Yok, burnunun doğrultusuna gitmeye devam ederse; terör belası ile cebelleşmesi gerekiyor. Bu durum da gösteriyor ki, Türkiye'nin 9 düşünüp bir hareket etmesi lazım. İktidar için de, muhalefet için de, sivil toplum kuruluşları için da geçerli bu. İtidal... İtidal... İlla itidal!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.