Türkiye herkesi şaşırtıyor. Sadece (+)artılarıyla değil, (-) eksileriyle de şaşırtıyor dünya âlemi. Milli geliriyle başlayalım mesela. Dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi. Önümüzdeki senelerde ilk 10'a girmesine de kesin gözüyle bakılıyor. Kriz mıriz de tanımıyor. 2008 Krizi Batı ülkelerini öyle bir sarstı ki, adamlar hâlâ şokta. Hâlâ kendilerine gelemediler. Hâlâ toparlanabilmiş değiller. Türkiye ise kriz öncesine göre milli gelirini arttıran 10 ülkeden biri. Banka ve fonların tercih ettiği bir ülke oldu. Ki... ürkekliğiyle ünlü paradan söz ediyoruz. Türkiye'ye güveniyor. Da... Türkiye'nin bu başarıyı hangi stratejiyi izleyerek yakaladığını bilen yok! Nasıl bir plan, program uyguladı? Bilinmiyor! Yok, yok... sır olduğundan falan değil. Gerçekten bilinmiyor. Plansız yani!.. Adamlar şaşırmakta haksız da değil hani. Evet, Türkiye dünyanın 17'nci büyük ekonomisi. 10'unculuğa da namzet. O da doğru. Fakat... İş yapma kolaylığı yönünden 65'inci sırada! İnsanî kalkınmışlık sıralamasında 83'üncülüğü anca yakalıyor! Rekabetçilik yönünden de pek öyle ahım şahım bir durumu yok; 61'inci! Rekabet gücün o kadar zayıf iken sen kalk dünyanın on yedinci büyük ekonomisi ol! Kim olsa şaşırır. Bu kadar gelgit olsa olsa Türkiye'de olur. Adamların hiç anlayamadığı yer burası işte. İfratla-tefrit! Başları dönüyor adamların. Evet Türkiye'nin orta ölçekli teknoloji yatırımı yüzde 38 iken ileri teknoloji yatırımı yüzde 5,2. Varsın olsun. Türkiye için o da dert değil. İnsan unsuru var ya; o yeter. Dil bilen, internet kullanan insan sayısı gün geçtikçe artıyor. Ayrıca, Türk şirketleri bilgiye önem verir hale geldi. Kimileri daha da ileri gidip "uluslararası aktör" olabilmek için danışmanlık hizmeti alıyor. Şaka bir yana... Türk insanı harika işler yapıyor. Ah bir de devletin ayağına vurduğu pranga olmasa. Müteşebbis insanlar bürokrasi ile boğuşmak zorunda kalmasa. Bu ülke uçar. Çok değil; azıcık değişim uçurur bu ülkeyi. İnsan ve kaliteye biraz yatırım yapılıverse... Siyasi parti ve seçim kanunu değişse... Vergi reformu yapılsa... Reform demişken... azıcık da mevzuat reformu. Kamu yönetimi reformu. İstihdam piyasası reformu. Eğitim reformu ve tabii meslekî eğitim reformu. Bunlar yapılıverse, Türkiye mazeret üreten ülke olmaktan tamamen çıkar ve çözüm üreten bir vizyona geçer. Haksız mıyım?