"Türkiye ekonomisinin en büyük handikapı ne" diye sorana, hiç tereddüt etmeden; "Kayıt dışı" derim. Tehlikeli boyutlara ulaştı çünkü. "Kayıt dışı" denen meret tıpkı "sarmaşığa" benziyor. "Sarmaşık" nasıl sarıldığı ağacı öldürüyorsa, "kayıt dışı" da ekonomiye aynı zararı veriyor. Soluk almasını önleyip hayatiyetini sonlandırıyor. İstikrarı bozup sistemi işlemez hâle getiriyor. "Kayıt dışı" demek; devletin vergi alamaması demek bir kere. Hadi o sineye çekildi diyelim, neden olduğu haksız rekabet var bir de; onu ne yapacağız?!. Bir firma vergi öderken, diğeri ödemiyor! En azından ödemediği vergi kadar indirim yapma imkânı oluyor ki, bu durum dahi rakibi zor durumda bırakmaya yeter de artar bile. Ayrıca vergi ödeyen firma insan kaynaklarıyla, mali disipliniyle, gerçekleştirdiği tasarruf politikalarıyla ciddi bir kurum olmuşken, vergi ödemeyen, "merdiven altı" çalışıyor ve dünyayı umursamıyor! İkisini aynı kefeye koymak mümkün mü? "Kayıt dışı"nın ekonomiye verdiği zarar bu kadarla da kalmıyor. Türkiye'de faaliyet gösteren işletmelerin yüzde 95'i KOBİ. Küçük ve orta boy işletme yani. Bu işletmelerin hemen hepsinin finansmana ihtiyacı var. Ya kredi, ya da yabancı ortak bulup iş hacmini genişletmesi lazım. Ne mümkün! "Kayıt dışı" burada da karşısına çıkıp engel oluyor onun büyümesine. Hele, yabancı ortak isteyenlerin karşısına öyle bir çıkıyor ki, asla müsaade etmiyor bu ortaklığın kurulmasına. Yabancı gelmiyor bir kere! Neden gelsin ki? "Kayıt dışı" ile rekabet edemeyeceğini biliyor. Yabancı bir firmanın "kayıt dışı" olması mümkün mü? Düşünülemez dahi. Dolayısıyla, gelmiyor adam! "Kayıt dışı" kendisine de zarar veriyor aslında. Gayrimenkulü var diyelim. "Kayıt dışı" olduğu için ekonomik bir değeri yok bu gayrimenkulün. Ne teminat olarak gösterebiliyor, ne de ipotek edip kredi alabiliyor. Yabancı ortak bulması zaten mümkün değil. Hasılı kelam, "kayıt dışı" hem kendine, hem rakiplerine ve hem de vergi ödemediği için devlete zarar veriyor. TÜİK'in araştırmasına göre Türkiye'de 10 milyon kişi "kayıt dışı" çalışıyor. Kamburu görüyor musunuz? Ekonominin yarısı kayıt dışı! SGK Başkan Yardımcısı Fatih Acar, Gelirler Başkontrolörü Fazıl Aydın ile birlikte bir kitap yazdı. "Kayıt Dışı Ekonomi" adını verdikleri bu kitap TÜRMOB yayınları arasında yerini aldı ve "kayıt dışı ekonomi"nin hangi boyutta olduğunu gayet net bir şekilde gözler önüne seriyor. Ayrıca, çözüm yollarını da gösteriyor bir bir. Başbakan Erdoğan, geçenlerde iş adamlarına seslenirken, "Siz kayıt dışını azaltın, biz de vergileri düşürelim" dedi. Tavuk yumurta hikâyesi yani! Hikâyeyi bırakıp sistemi kurmak lazım halbuki.