Kayseriliye dikkat

A -
A +

"Dikkat" kelimesi daha çok tehlikeye karşı kullanılır esasında. Uyarıcı özelliği vardır çünkü. Bendeniz, 'tehlike' değil de 'uyarıcı' cihetinden aldım makaleme bu kelimeyi. Kayseri, üzerinde çalışma yapılması, çeşitli yönleriyle tezler yazılması gereken enteresanlığı bol bir şehir. Gerçek bir numune. Halkı, bürokratı, siyasetçisi ve sivil toplum kuruluşları... uyumlu ve tam bir ahenk içinde çalışıyor bir kere. Ayrıca, kabına sığamıyor; kıpır kıpır. Başta İstanbul olmak üzere ülkenin dört bir bucağında Kayserili müteşebbisin yaptığı yatırımları görmek mümkün. En önemlisi de kendi yöresine yaptığı yatırım. Kendi doğup büyüdüğü bölgeye en çok yatırım yapan yine Kayserili. Bu mevzu çok önemli. Başka illerin de zengin iş adamı var ama hiçbirisi kendi memleketine yatırım yapmıyor. Neden? Bu soru çok önemli. Cevabı da. Yatırım çok farklı bir şey çünkü. Para emniyet ister.. güven ister... sevgi ister... ilgi ister. Bunlar yoksa, sermaye durmaz, bir bakmışsın 'pııır' uçmuş gitmiş!.. Türkiye'nin en müzmin derdi bu. Zengini sevmez bu millet! Nedendir bilmem ama bizim ahali zenginden nefret eder. Hemen bir kulp takıp atar onu. Kasabaları getirin hele bir gözünüzün önüne. Esnafın paralı olanı hemen göze batar. Arabası, evi, aldığı, sattığı... her bir şeyi dedikodu malzemesi edilmeye başlar. Esnaf huysuzlanır. Kendisine bakışlar değişmiş, hakkında üretilen dedikoduların haddi hesabı kalmamıştır. Korkutur bu durum onu. Sonunda da çaresiz, nesi varsa satıp doğru şehre gider. Servetini kem gözlerden korumak için bunu yapması gerektiğini düşünür çünkü. Eğer fazla zenginleşirse orada da göze batmaya başlar ve ardındın "Ver elini İstanbul!" Kayseri'de olmaz ama bu. Kimse zenginin parasına tamah etmez. Kem gözle bakmaz. Zengine sıcak baktığı gibi onun parasına da ilgi gösterir. Bu davranışı tabii ki kendi memleketine yatırım olarak dönüyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'ı beraberinde Kayseri'ye götürdü bir keresinde. Rehn, gördükleri karşısında şaşkına döndü. Abdullah Gül akıllı adam. Türkiye'de böyle modern şehir ve insanların da var olduğu mesajını verdi ona. Rehn nasıl şaşırmasın ki? Her gelenin gidip gördüğü Diyarbakır'la hiç alakası olmayan bir şehir gördü çünkü. Bu farklılığın sebebi ne? Kayseri, ta eskiye dayanan bir kültür mirasına sahip evvel emirde. Eski İpek Yolu bu şehirden geçiyordu. Dolayısıyla ahalinin alt yapısında ticaret, sanat ve yatırım bilgisi yatıyor. Bunun altını çizmek lazım. Beşeri ilişkiler kültürü her Kayserilinin geninde taşıdığı bir değer. Kayserili kadar değilse bile Malatyalılar da birbirine düşkün, koordine olabiliyorlar. Hakeza Konyalılar, onlar da öyle. Denizli ve Rize de öyle; her iki ilin insanı bir araya gelip meselelerini konuşabiliyorlar. Neden Diyarbakır bir Kayseri veya Malatya olmasın? Neden Hakkari bir Konya, Erzurum bir Denizli veya Rize olmasın? Olur bal gibi olur ancak, bu değerlerin toplumlara ne kazandırdığı biraz konuşulsun. Daha doğrusu, lafla peynir gemisinin yürümeyeceği bari şu çağda anlaşılsın!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.