Kazan-kazan sistemi olmadan iş olmuyor

A -
A +
Müteşebbislik bambaşka bir şey ama onun da sınırı var. Türk insanı bu sınırı zorlamak için yaratılmış sanki. Çıtayı ha bire yükseltiyor. Hiçbir dil bilmeden cebine pasaportu koyup o ülke senin bu ülke benim dolaşıyor mesela. Eh, sonuç da alıyor. Bugün komşu ülkelerin hangisine gitseniz Türk esnafa da rastlarsınız, müteahhide de. Hizmet sektöründen sanayiye, ticaretten lojistiğe kadar geniş bir yelpazede iş yapıyor Türk müteşebbisi.
Gurur duyulacak bir durum bu. Ayrıca Türkler Avrupalı sanayicinin yaptığı makinelerin çoğunu üretir hale geldi. Hem de daha kaliteli ve daha ucuzunu. Tekstili zaten saymıyorum. O alanda bir numara.
Rusya'nın narenciye ve sebze ihtiyacının önemli bir kısmını Türkler karşılıyor. Çiftçi yetiştiriyor, sandıkçı ambalajlıyor, nakliyeci taşıyor, komisyoncu yerine teslim ediyor. Ne âlâ değil mi? Ama bunun bir de Rusya ayağı var? Ruslar bu durumdan memnunlar mı acaba? Memnun değiller ki, bazen "ilaç kalıntısı var" deyip domatesleri iade ediyorlar bazen de Türk TIR'larını günlerce gümrükte bekletiyorlar! Bunun nedenini iyi araştırmak lazım. Nakliyeyi yapmak istiyor en basitinden.
Bu bir örnek. Aynı durum Türk cumhuriyetleri, Irak, İran, Suriye, Mısır, Libya gibi ülkeler için de geçerli. İşi öğrenen "Sen dur" diyor. Bunun haklı yönleri de var tabii. Aynı şeyi Türk iş adamı yapmıyor mu? Öğrendiği sahada Avrupalı veya Amerikalı sanayicilere dirsek çeviriyorlar.
Peki o pazarlarda kalıcı olmak için ne yapmak lazım? Birçok strateji uygulamak mümkün ise de en önemlisi  kazan-kazan formülü. Sen de kazan, ben de kazanayım. Sadece "ben kazanayım" uyanıkların işi ve sonu hüsranla bitiyor bu düşüncenin. "Sen kazan" da olmaz tabii. Kazancın sürdürülebilmesi için karşılıklı olması lazım. Böyle bir uygulama beraberinde güveni de getiriyor ki, bu iş birliğinin tadına doyum olmaz!
Eskiden bir ürün bulan ya da bir hizmet yakalayan o işi senelerce yapıyor ve iyi de para kazanıyordu ama yok artık o bolluk. Acımasız bir rekabet var dünyada. Yarınki ürününü bugünden hazırlamayan yanıyor. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Ya kimsenin yapmadığı işi yapıp para kazanacaksın, ya da başkalarının sermayesinin yetmediği işi yapacaksın.
Türk müteşebbislerinin ne yeterli sermayeleri var, ne de kimsenin yapamayacağı işleri. Bu durumda geriye bir tek şey kalıyor: Fazla tamah etmemeleri ve girdikleri ülke insanı ile ortaklık yapmaları gerekiyor. Aksi takdirde bir gün ansızın işini kaybediverir de haberi olmaz.
Son söz: Zengin olmak için başkalarını da zengin etmen lazım.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.