Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel vakti zamanında "GAP'ı gapdırmam!" demiş ve bu sözü ile tarihe geçmişti ama sonuç sıfır! Demirel, başbakanlığı döneminde yaptığı bu çıkışla hem projenin büyüklüğünü, hem de kendisinin o projeye nasıl sahiplendiğini vurgulamıştı. Fakat, sözü de kendisi gibi tarih olup gitti. GAP'a ne kendisi sahip olabildi ne de bir başkası bu projeyi gerektiği gibi yönetip ülke ekonomisine kazandırma mahareti gösterdi. Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) bugün "heybetli" bir "hüzün tablosu" olarak duruyor durduğu yerde. Bu proje aslında dünyanın en büyük projelerinden birisi fakat büyüklük sadece kendisine mahsus olunca altında kaldı cüce siyasetçiler! Keşke, siyasetçilerimizin ufku da bu projeyle müsemma bir büyüklükte olsaydı. Keşke!.. 9 ili içine alan bu proje su barajları ve elektrik santralleriyle belli bir hizmeti ifa ediyor ama hepsi o!.. Bugün bir milyon hektar araziyi sulayacak kadar su tutuluyor barajlarda ama sulanan arazi miktarı 236 bin hektar!.. Bölgedeki arazilerin ancak yüzde 13'ü sulanabiliyor. Su kanalları henüz yapılmadı çünkü. Bölgedeki elektriğin neredeyse tamamı kaçak kullanılıyor. "Dağ fare doğurdu" sözünü söyleyen kişi hayatta olsaydı GAP'a bakıp 'cuk' oturdu deyimini ülkeye kazandıran zat-ı muhterem ile karşılıklı kahve içerdi herhalde. GAP İdaresi Başkanı Muammer Yaşar Özgül, çalışkan bir bürokrat; başarılı da. Ancak, böylesine büyük bir projede bürokratın yaptığı, hangi dişin kovuğunu doldurur ki? "Yiğidi öldür ama hakkını yeme" demiş atalarımız. AK Parti İktidarı, geçmiş hükümetlere nispeten biraz daha fazla fon tahsis ediyor GAP'a ama miktarı ne olursa olsun, fona aktarılan bu paralar devede kulak misali çok yetersiz. Master plan Kelin melhemi olsa kendi başına sürer. Hükümetin başında bütçe açığına çare bulmak ve kamu borçlarının tasfiyesi gibi birçok gaile varken, GAP'a fon ayırması mümkün değil tabii. Bir tarafta kaynakları olmayan hükümet, diğer tarafta ise para bekleyen koskocaman bir proje! Dereye suyun gelmesini beklerken kurbağanın gözü çıkacak neredeyse. Bu durumda eli böğründe beklemenin hiçbir faydası yok. Bir şeyler yapmak lazım. Da, ne yapılmalı? GAP İdaresi Başkanı Özgül, bir gün ABD, bir gün Avrupa koşturup duruyor. Arada vakit bulup "Gelin GAP'a yatırım yapın" diye Körfez ülkelerine de gidiyor. Yalnız o değil, hükümet üyeleri de saldırıyor sağa sola, "Gelin!" diye. GAP, kesinlikle büyük bir proje. Onun potansiyeli birçok ülkede yok. Ancak, içi boş. Doldurulması lazım. Devlet bütçesiyle olmayacağına göre daha başka formüller bulmak lazım. Her önüne gelene, "Gel, GAP'a yatırım yap" diye boşu boşuna yakarmak yerine, bu projenin önce bir master planı çıkarılabilir mesela. Bölgede nerenin sanayi, nerenin tarım, nerenin hizmet endüstrisine açılacağının tespit edilmesi gerekiyor bir kere. Entegre tesislerin ne şekilde tasarlandığının belirtilmesi de... Yatırım için gelen firma, karşısında ucu bucağı belli olmayan bir ova ile karşılaşırsa, gerisin geri dönüp gider. Fakat, belli bir plan varsa, kendisine uyan kısımda yatırımını yapar ve işine bakar. Onun için hangi ürünün ne miktarda ve nerede yetiştirileceğinden başlayıp bu ürünün hangi pazarlarda müşteri bulacağına kadar her şeyin açıklığa kavuşturulduğu bir plana ihtiyaç var bölgede. Önümüzdeki senelerde bazı sektörler pasifleşirken, bazıları da çok öne çıkacak mutlaka. Dolayısıyla yatırımcının 10 sene 20 sene sonrasına tutulan bir projeksiyona ihtiyacı var. Bu ışığı gören kim olsa GAP'a gelip yatırım yapar. O halde, bölgenin paradan ziyade plan ve projeye ihtiyacı var. Bilmem anlatabildim mi?