Keşşer me keşşer

A -
A +

Kızıltepe'siz bir Mardin'i düşünmek nasıl mümkün değilse, Gurs Vadisi olmadan Kızıltepe'yi düşünmek de olmaz. En azından eksik olur. Bir de Gurs Vadisi var. Hele, onu zikretmemek hepten eksiklik olur. 12 köyden müteşekkil vadi, yeşil ağaçları ve soğuk sularıyla meşhurdur. Mardin'in mesire yeri. Aynı zamanda bu Gurs ahalisi uyanıklılığı ile de tanınır. Karaman (Hamzıyan) Gurs Vadisi'ndeki bir köyün adı. Köy olur da ağası olmaz mı? Mahmut isimli bir zat, köyün ağası. Ova köylerinden bir haber gelir bir gün Gurs'a. "20 kişilik grup halinde Ağa'nın ziyaretine geleceğiz?" Ağa bu; itiraz edecek değil ya. "Eh" demiş. "Buyursunlar gelsinler." Ova köylüsünün maksadı, Ağa'yı ziyaretten ziyade onu faka bastırmaktır. 50 kişi birden giderler Ağa'nın ziyaretine. Maksat belli. Yemek yetmesin ve yaygara yapmak için fırsat geçsin ellerine. "Ağa misafirlerini aç bıraktı!" Ağa da mahcup olsun! Mahmut Ağa bu. Kaçın kurrası. Anlamış tabii oyunu. Çocuklarına dönüp, "Misafirleri dere kenarında indirin de biraz serinlesinler" diye buyurmuş. Ağa'nın adamları hemen ağaçların altına kilimleri serip "Buyurun" diye yer göstermişler misafirlere. Ova köylüleri biraz soluklandıktan sonra, sağa sola bakınmaya; etraflarını incelemeye başlamışlar. Ağaçlardaki incirleri görmüşler. Ballı incir ağızlarının suyunu akıtmış tabii ister istemez. Derken, birer ikişer ağaca tırmanıp incirlerden atıştırmaya başlamışlar. Onların ağaca tırmandığını gören Mahmut Ağa, misafirlerin yanındaki adamlarına Arapça şöyle seslenmiş: "Keşşer me keşşer?" (Soydu mu soymadı mı?) Ova köylüsü incirin kabuğunu soymayı düşünecek halde değil; lop lop atıyor. Ağa'nın adamları, "Me keşşer" (soymadı) cevabını vermişler. Ağa bir müddet sonra tekrar sormuş: "Keşşer me keşşer?" Adamları bu kez, "Keşşer" (soydu) diye cevaplamışlar Ağa'yı. Aldığı cevapla birlikte bıyık altından gülen Ağa, bir kez daha ünlemiş. "Getirin misafirleri." Yer sofrasına oturmuşlar ama mideleri incirle dolu. Yemeği nasıl yesinler? Haliyle 20 kişi için hazırlanan yemek, 50 kişiye fazla gelmiş. Ağa'nın bu kıvraklığı, Gurs köylüsünün zekâsını bir kere daha tescil etmiş. Hâlâ anlatıp gülerler bu hadiseye. Bu mizahî hikâyeyi Mehmet Bedi Demir'in "...Ve Kızıltepe" isimli kitabından aldım. Mehmet Bedi Demir, Kızıltepe Halk Eğitim Merkezi Müdürü. Bölgeyi sevdiği için ha babam de babam gezen, meraklı misafirlere Kızıltepe ve köylerini gezdiren bir bürokrat. Kitapta Kızıltepe'nin köylerinden mezralarına kadar ne varsa, hepsini anlatmış. Tarihi, kültürü ve gelenekleriyle birlikte hem de. İçinde çok güzel bilgiler var da ben ancak bu kadarına yer verebildim...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.