Kıbrıs'ta bayram sabahı

A -
A +

Bayramda bir yere gitmek âdetim değil pek. Ancak, bu bayram bozdum geleneğimi. Kıbrıs'tayım. İtiraf edeyim ki, mahzun oldum. Bir garibim. Kendi mahallemde tanıdık insanlarla bayram namazı kılıp, onlarla bayramlaşmak varken; başka bir yerdeyim. Eni boyu Kıbrıs'tayım. Yurdum sayılır. Siz yine de benim hüzünlendiğime bakmayın. Değişikliğin faydasını göreceğim çünkü bugün. Yavru Vatan'daki kardeşlerimizle bayramlaşacağım. Bambaşka bir duygu. Tadına doyulmaz. Sanki daha dün Ramazan Bayramıydı. Şimdi Kurban... Ramazan'da oruç tutup "aç kalma"nın faziletine erdik. Daha doğrusu, iftar ve sahurda bize bahşedilen nimetin büyüklüğünü görmeye ve o nimetlere sahip olamayanın halini idrak etmeye gayret ettik. Şimdi Kurban Bayramı. Et yiyeceğiz ama aç olanları hatırdan çıkarmamak şartıyla. Böyle bir günde siyaset sevdiğim bir şey değil ama ne yapayım, mecbur kaldım. Azıcık temas edeceğim bu konuya. Siyasi partilerin durumuna şöyle bir bakın. Halkın dilinden konuşan var mı, varsa kim? Hemen hepsi konuşuyor değil mi? CHP hariç tabii! CHP jakoben. Beyaz Türk! Vatandaş türban meselesinin önünde bir engel olarak görmek istemiyor! CHP, "böyle bir engel yok" diyemiyor. Laik ya! Dese ne olur acaba? Türk toplumunu irticaın içine atmış olmanın sorumluluğu boyunlarına bir yafta gibi dolanır da ondan mı korkuyorlar ki, demiyor? CHP mantığını anlamanın imkânı yok. Gerçekten türban konusuna neden bu kadar takılı kalıyorlar? Üniversite öğrencilerinin türbanına bir şey demiyorlar mesela. Da... "kamu alanında zinhar olmaz" diyorlar. Neden? Taksalar, ne olur acaba? CHP'nin bu konudaki endişesini açıklaması lazım. 1980'den sonra, YÖK'ün çıkardığı anlamsız bir karara sıkı sıkı sarılmalarının nedeni ne?.. Eğer, ülkenin eksen değiştirmesinden endişe ediyorlarsa, onu da söylesinler. Ciddi bir tehlike var da sadece onlar biliyorsa; korkularını, toplumla paylaşmaları şart olmaz mı? Bu korkular sadece CHP'ye mahsus değil aslında. Toplumun hemen her katmanında var bu korku. Kimi Kürt kokusuna sahip, kimi Alevi! Kimi Rum'dan korkuyor, kimi Ermeni'den! Kimi askerden korkuyor, kimi sivilden! Kimi TÜSİAD korkusu taşıyor, kimi MÜSİAD! Kimi sendikadan korkuyor, kimi işverenden! Bu korkulara sahipken hangi değişimi yaşar bu toplum? Değişmesi gerekiyor halbuki. En azından korkularından arınması ve başını kaldırıp ileri, ta ileri bakmalı. Ben de korkuyorum aslında. Benim korkum ondan bundan değil ama. Benim korkutan, korku sahiplerinin devleti kullanmaya meyilli olmaları. Kürt korkusu taşıyan devlet gücünü istiyor. Devletin gücünü kullanıp Kürtleri sindirecek sözüm ona. Alevi, Ermeni, Rum ve hatta gönüllü kuruluşlar dahi aynı gücü ele geçirmeye çalışıyor. Devlet, sadece hakem olsa, hukuk dışına çıkmadıkça ahalinin işine karışmasa; her şey hallolacak halbuki!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.