Kime oy vereceğim?

A -
A +

Şunun şurasında ne kaldı? Bir ay sonra sandık başına gidip herkes gibi ben de oy kullanacağım. Da... kafam karmakarışık. Oyumu kimden yana kullanacağım henüz netlik kazanmadı!.. İşin garibi; bu kafa karışıklığımı izale etmem konusunda bana yardımcı olan siyasi parti de yok!.. Onlar da darmadağınık. İtişip kakışıyorlar. Toz duman arasında kimin ne dediğini duyamıyor, kimin ne yaptığını göremiyorum!.. Varsa yoksa, "laik-dindar" kavgası! Bu kavga işsiz sayısı yüzde 10 olan bir ülkede hangi yaraya merhem olur ki? Seçim atmosferinde tansiyonun yükselmesi normal, gerilimin artmasına da bir diyeceğim yok, ona da eyvallah ama ilanihaye devam edecek değil ya bu. Seçim bitti mi, sona erecek bu kayıkçı kavgası. Daha doğrusu bitmesi lazım. 23 Temmuz'dan sonra beni ve ülkemi alıp götürecek programlara ihtiyacım var benim. Onları görmek istiyorum da hani? Yok! Bir oy kullanacağım netice itibariyle ama önemli bir oy bu oy. Kime ne için verdiğimi bilerek kullanmak istiyorum onu. Dünyadaki gelişmelere bakıyorum... Ülkemin gidişatına bakıyorum ve tabii kendime bakıyorum... Hani, Rusların bir oyuncak bebeği var: Matruşka! Onun gibi, kendim de dahil bütün aktörleri iç içe oturtmaya çalışıyorum ama ne mümkün!.. Olmuyor, oturmuyor bir türlü!... Dünya son 6-7 senede çok değişti bir kere. Globalleşme rüzgarı bir yerden aldığını başka yere savurdu. Tepeler düzlendi, çukurlar doldu, çöller vaha oldu. Çin bugün 2000'li yılların başındaki Çin değil mesela. 90'lardaki Çin hiç değil. Hindistan hakeza; müthiş bir ekonomik patlama var orada da. Ucuz işçilikle başlattıkları ekonomik gelişimi dünya devlerinin yatırım merkezi olarak sürdürüyor bu iki ülke. Nüfus toplamı 3 milyarı bulan iki ülkenin yaşadığı bu transformasyon, bilhassa enflasyonla mücadele eden ülkelerin işini çok kolaylaştırdı. Enflasyonla yaşayan ülke kalmadı neredeyse Çin ve Hindistan sayesinde. Bu arada petrol üreten ülkelerin kasası dolarla doldu. Daha 10 sene önce 2 trilyon dolar olan sıcak para, bugün 3.5 trilyon dolarlık bir rezerve ulaştı. Bu da tabii bolluk demek ve dolar borcu olan ülkelerin işlerinin kolaylaşması anlamına geliyor. İstikrar mı - macera mı Türkiye ne yaptı bu süre içinde? En azından makro dengelerini kurup enflasyonu makul seviyeye çekti. Esen globalleşme rüzgarına göre rotasını tam çizememişse bile yine de o rüzgarla yelkenini şişirdi. Şimdi yapması lazım gelen şey, doğru strateji! Yarını planlama, yani. Dünya değişimini tamamlandığında, Türkiye de global dünyanın bir aktörü olarak çıkabilmeli bu süreçten. Türkiye'deki siyasi gelişmeye bu açıdan bakıldığında çok gurur verici bir tablo çıkmıyor açıkçası ortaya. Merkezde birleşip ileri doğru hamle yapması gereken siyasi yapı, tam aksi bir görünüm arz ediyor!.. AK Parti ve CHP'nin baraj problemi yaşamayacağı kesin. İki parti kafadan Parlamento'ya giriyor yani. Seçimden sonra DSP CHP'den ayrılıp kendi grubunu kurarsa eder üç parti. MHP de barajı rahat aşacağa benziyor; dört. Bağımsızlar var bir de; elbette onlar da DTP çatısı altında kuracaklar gruplarını. Etti mi beş? Genç Parti'nin sürpriz yapması da göz ardı edilmemeli bu arada. Tek parti iktidarı olmazsa koalisyon olsun denilebilir belki ama bu kadar kutuplara gitmiş bir tablonun çıkardığı koalisyonun ne faydası olur bu memlekete? Türk milliyetçisi bir tarafta, Kürt milliyetçisi diğer tarafta. Laikler ve dindarlar var bir de! Merkezde kim kaldı? Yok! Ağırlık kutuplara kayıyor; hem de riskli bir kayış bu kayış! Bu durumda oyumu kime vereceğim? Henüz bir karar veremedim ve dolayısıyla çevreme bakıyorum. Her bir şeyi dört dörtlük değilse bile AK Parti, iktidar olmanın kendisine verdiği sorumluluktan dolayı bugün dünyadaki değişimi en iyi yaşayan ve bu değişimin farkında olan parti. Genel kanaat bu. Diğer partiler için ise "1970'lerin politikasıyla yollarına devam etmek istiyorlar" yorumu yapılıyor. Şayet AK Parti 22 Temmuz'dan sonra gerilimi körüklemeyeceği kanaati uyandırırsa kararsızların oyunu da alacağa benziyor. Bencillik yapan ve biraz da macera isteyenler için ise Genç Parti var. Her şeyi vaat ediyor çünkü.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.