Kızılderili şaşkınlığı

A -
A +

Bilmem hiç seyrettiniz mi? CNBC-e kanalında bir dizi yayınlanıyor: Into The West. Dizi, Amerika'nın ilk kurulduğu yılları anlatıyor. ABD'nin o günleri, Kızılderililerin yok etmek için her yolun mubah olduğu bir dönem! Köy baskınları, kadın, çocuk, yaşlı demeden kabilelerin yok edilmesi ve geri kalanların asimilasyonu... Dizide de görüldüğü gibi Kızılderililer, nevi şahsına münhasır bir millet. Hayatlarını hayvancılık yaparak idame ettiriyor ve geleneklerinden asla taviz vermeden yaşayıp gidiyorlar. 1850'den sonra Amerika'ya ayak basan beyazlar ise altın hırsıyla yanıp tutuşan bir güruh. Daha sonra askeri birliğini de kuran bu maceraperestler ateşli silah kullanıyorlar ve başta altın olmak üzere her çeşit madenin iktisadi değerini anlamış vaziyetteler. Kızılderililer başta direniyor tabii. Fakat, organize bir gücün karşısında ok ve mızrakla direnmek ne kadar mümkünse o kadar sürüyor bu direniş! Ardından katliam, katliam!.. Hayatta kalan yaşlılar ve kadınlar ise çaresiz!.. Geride kalan Kızılderili, bildiği tekniği uygulayıp yine savaşıyor ama nafile! Bazen beyazların uzattığı zeytin dalına sarılıyor ve onlarla oturup barış çubuğu tüttürüyorsa da kısa sürüyor bu barışlar. Beyazlar kalabalıklaştıkça ve kazanma hırsları akıllarına galebe çaldıkça bozuyorlar bu anlaşmaları. Tekrar savaşıyorlar. Kızılderili, adı üstünde: Yerli. Strateji yok, hile yok!.. Ata binip gidiyor. Gidiş o gidiş! Burada benim en çok dikkatimi çeken konu, "aidiyet" meselesi oldu. Kızılderili, kendisini Kızılderili yapan geleneklerine sımsıkı sarılıyor. İnancı doğrultusunda elinden geleni ardına koymuyor ama beyazlar güçlü! Beyazlar hileci! Beyazlar hırslı! Oturup plan yapıyor ve stratejik davranıyorlar. Ya Kızılderili? Kabile reisinin "Gök gürültüsünden çıkardığı işaretleri" beklemekle geçiriyor gününü. Sonuç, malum! Neredeyse kökünü kazıyor beyazlar Kızılderililerin! Kızılderili, aidiyetinden vazgeçip ne yapabilirdi? Afrikalı siyahlar gibi teslim olup köle olabilirlerdi mesela. Fakat, bu mümkün değil! Çünkü, Afrika kökenliler haddinden fazla mülayim bir mizaca sahip. Şimdi bile "My frend" diyenin kulu kölesi olmaya razı gelen bir karakterleri var. Kızılderili öyle değil ama! Gururlu bir kere. Şüpheci de. Beyazlardan yedikleri her kazık onların tepesini attırıyor ve ölümü göze alıp saldırıyorlar. İster Afrika yerlisi olsun, ister Amerika. Her ikisi de elbetteki bütün insanlar gibi özgürlüklerine düşkün insanlardı ama sonuçta Kızılderili canından olurken, Afrika yerlisi köleliğe razı oldu. Bu davranışın her ikisi de akıllı insanlara yakışan davranış biçimi değil elbette. Ama bu iki ırkın dramı, özgür olmak için başka şeylerin de olması gerektiğini gösteriyor: Bilgi ve teknoloji! Şayet herkes dal üstü yatıyorsa, başkasının da aynı şeyi yapmasında hiç mahzur yok aslında. Ama birileri çalışırken yine yatıyorsa o kişinin veya milletin ne yaparsa yapsın kölelik veya açlıkla iç içe yaşaması kaçınılmaz bir gerçek olup çıkıyor. Türk halkının Kızılderili veya Siyah Derili olmaması ne iyi değil mi?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.